Terk Edilme Şeması
Şema Terapi Nedir?
Çocukluk dönemindeki duygusal gereksinimlerin yeterince karşılanamaması, ilerleyen yaşlarda kişisel şemaların yani kalıpların temelini oluşturabilir ve çeşitli psikolojik sorunlara neden olabilir. Böyle durumlarda uygulanabilen şema terapi; şemaların farkına varmayı, onları değiştirmeyi ve onlarla başa çıkmayı amaçlar. Şema terapi, günümüzde yaygın olarak kullanılan, bütüncül bir psikoterapi tekniğidir.

Terk Edilme Şeması Nedir?
Terk edilme şeması, bireyin geçmişteki terk edilme, ihmal edilme ve kayıp deneyimlerinden kaynaklanan içsel bir modeli ifade eder. Bireyin ilişkilerde, kendine dair ve dünyaya dair olumsuz inançları bu şema üzerinden filtrelenir. Terk edilme şeması, kişinin ilişkilerde sürekli bir terk edilme korkusu yaşamasına, düşük özsaygıya ve olumsuz düşünce kalıplarına yol açar. Kişi çarpıtmaları doğrultusunda oluşan düşünce kalıpları ile belli duygular hisseder ve bu hisler belli davranışlara, tutumlara sebep olur; böylece korkulan duruma sebebiyet verecek ilişkisel tutumlar meydana gelir. Böylece terk edilme şemasıyla bağlantılı olarak, bireyin düşünce süreçlerindeki bilişsel çarpıtmalar, bu şemayı güçlendirir, pekiştirir ve sağlıksız düşünce kalıplarına yol açabilir.
Terk Edilme Şeması ilişkilerde yaşanan kaygının temel sebebidir. Genellikle erken çocukluk döneminde bakım veren kişilerin sevgi ve ilgisinin istikrarsız/öngörülemez olması durumunda gelişir. Hastaneye kaldırılma gibi bir sebepten dolayı uzun süre temel bakım veren kişiden uzak kalmak da bu şemanın gelişmesine sebep olabilir. Şema genellikle çok erken dönemde – çocuğun neler olduğunu tanımlayacak kelimelerinin olmadığı sözel dönem öncesinde – gelişir. Bu sebeple yetişkinlikte de şema deneyimiyle (gerçekte ne olduğuna dair) ilişkili düşünceler yoktur. Kişi yapayalnızım, hiç kimsem yok gibi ifadeler kullanır.

Sevilen birinden ayrılmak (ayrılık gerçek ya da hayali olabilir) bu şemanın en önemli tetikleyicisidir. Sevilen kişinin sıkılmış olması, anlık olarak dikkatinin dağılmış olması veya tek başına bir aktivite planlaması bile bu şemanın tetiklenmesine sebep olabilir. Kişi terk edildiğini, ilişkisinin sona ermek üzerine olduğunu düşünür ve yoğun bir kaygıya kapılır. Şema öncelikli olarak yakın ilişkilerde ve değer verilen kişilerle kurulan ilişkilerde tetiklenir. Grup içinde veya geçici ilişkilerde kendini göstermeyebilir.
İlişkilerin yarattığı kaygı ile baş edemeyeceğini düşünen kişi ilişkilerden tamamen kaçınabilir. Böylece ilişki yoksa kaygı da olmaz. O beni terk etmeden ben onu terk edeyim diye düşünüp ilişkiyi sabote edebilir. Sevgilisi onu terk etmesin diye kendi ihtiyaçlarından vazgeçip partnerini hayatının odak noktası yapabilir. Kişi terk edilme şemasına göre hareket ettikçe nadiren tatmin edici ilişki yaşar. Ya da davranışları nedeniyle insanları kendinden uzaklaştırır. Böylece terk edilme korkusu gerçek olmuş olur ve insanların kendini her an terk edebileceği inancı güçlenmiş olur.
Terk edilme şeması olan kişilerin en fazla zorlandıkları duygu kaygı olsa da üzüntü ve öfke çoğu zaman kaygıya eşlik eder. Bir ilişkinin gerçekten bitmesi ya da bir gün bitecek olmasının düşünülmesi kişide üzütüye yol açarken, kendisini terk eden kişiye karşı da öfke hissedilir.

Terk Edilme Şemasının Olası Kökenleri Nelerdir?
- Ayrılığa karşı doğuştan gelen diğer insanlara nazaran daha yoğun bir tepki verme durumu.
- Küçük yaşlarda ebeveynlerden birinin veya ikisinin gerçek anlamda evde bulunmayışı, evi terk etmesi, hastanede yatması veya vefatı.
- Küçük yaşlarda çok sayıda bakım verenin olması, bakım evinde veya yatılı okulda kalınması.
- Annenin veya birincil bakım verenin duygusal olarak dengesiz olması; bazen çok yakın, bazen çok uzak ve sorumsuz davranması.
- Anne ve babanın sıklıkla ve sert bir şekilde kavga etmesi, sürekli olarak ayrılık konuşmaları yapmaları veya ayrılmaları.
- Anne ve babanın ilgisinin yeni bir kardeşin doğumuyla veya boşanıp başka kişilerle evlenmeleriyle önemli ölçüde kaybedilmiş olması.
- Ailede aşırı yakınlık ve korunma sonucu hayata karşı savunmasız kalınması ve başa çıkma becerilerinin gelişmemiş olması.

Şemalar ve kökenlerine dair yapılan araştırmalarda, genetik yatkınlığın etkisinin terk edilme şemasında diğerlerine göre daha yüksek olduğu bulunmuştur. Eğer terk edilme şemasına biyolojik bir yatkınlığınız varsa ve erken çocukluk döneminde ailenizden birinin vefatı veya evi terk etmesi, ebeveynlerinizin boşanması ve/veya bir tanesinin yeni bir aile kurması ve uzak bir yere taşınması, size bakım veren kişilerin (bakıcı, anneanne, babaanne vb.) sıkça değişmesi, size bakım veren kişinin vefat etmesi veya evden ayrılması, ebeveynlerinizin her ikinisin veya bir tanesinin ilgisini kaybetmeniz ( özellikle küçük kardeşlerin dünyaya gelmesi durumlarında görülür) veya ebeveynlerinizden birinin evden/aileden ayrılması gibi bir yaşam deneyimine sahipseniz, terk edilme şemanızın olma olasılığı çok yüksektir. Terk edilme şemasına biyolojik bir yatkınlığınız varsa ve bu yaşam olaylarından biri veya birkaçı sizin ergenlik dönemi gibi daha ileri dönemlerinizde yaşandıysa terk edilme şeması sizi şu an daha az etkiliyor olabilir.
Bunun yanında biyolojik bir yatkınlığınız yoksa, ama yine de yukarıda bahsettiğim ve benzeri yaşam deneyimleriniz varsa da terk edilme şeması geliştirebilirsiniz. Tam tersi olarak biyolojik bir yatkınlığınız varsa, ama terk edilmeyle ilgili yukarıdaki ve benzeri yaşam deneyimleriniz yoksa, terk edilme şemasına sahip olmayabilirsiniz.
Görüldüğü gibi burada özellikle erken çocukluk dönemindeki yaşam olaylarının terk edilme şemasının gelişmesinde etkisi büyüktür. Fiziksel olarak yanında bulunsa bile, bir çocuğa bakım veren kişi eğer duygusal olarak çocuktan uzaklaştıysa ( Örn. anne depresyona girdiyse, yeni bir bebek dünyaya getirdiyse..) çocuk bunu terk edilme olarak deneyimleyebilir ve bu şemayı geliştirebilir. Bakım veren kişinin uzun süre çocuktan ayrı kalması gereken dönemler olduysa, örneğin anne hastalıktan dolayı bir süre hastanede yattıysa çocukta terk edilme şeması gelişebilir. Anne baba sürekli kavga ediyorsa, boşandıysa, ebeveynlerden biri evden duygusal veya fiziksel olarak uzaklaştıysa çocuk bunu terk edilme olarak deneyimleyebilir ve terk edilme şeması gelişebilir. Özellikle erken çocukluk döneminde ebeveynlerden birinin kaybı, terk edilme şemasının yetişkinlik döneminde yoğun şekilde etkisini gösterdiği vakalarda görülür.

Bakım veren kişinin ilgisinin, sevgisinin tutarsız olduğu durumlarda da terk edilme şeması gelişebilir. Çünkü çocuk, bu tutarsız ilişkide bakım vereniyle kurması gereken bağlanmadan yoksun kalır. Bakım vereniyle (Özellikle anne) güvenli bir bağlanma ilişkisi kuramayan çocuk, bir başkasıyla da bu ilişkiyi kuramayacağına dair, ne yaparsa yapsın terk edileceğine, ilişkilerini bir türlü sürdüremeyeceğine dair bir inanç geliştirir.
Bunların tam tersine, bakım vereniyle fazlasıyla bağımlı bir ilişkisi olan bir çocuk da terk edilme şeması geliştirebilir. Bu türden bağımlı ilişki kurulan bir ilişkide bakım veren kişinin bu yaklaşımı aşırı koruyucu tutumlar olarak adlandırılır. Aşırı koruyucu tutumda bakım veren, çocuğun özerklik geliştirmesine izin vermez. Her işini onun yerine yapar. Çocuğun hayatı deneyimlemesinin, bazı tehlikeleri görmesinin önüne geçer. Çocuğuna aslında olmayan düzeyde iyi bir dünya yaratır. Bu nedenle o çocuk, artık hayata karışması gerektiğinde bir türlü kendine güvenemez. Ayakta kalabilmesi için bakım vereninin desteğine muhtaç hisseder. Onsuz hayatta var olamayacağını düşünür, onsuz kendini hayal edemez. Dolayısıyla onu kaybetmekten yoğun bir şekilde korkar. Terk edilme şeması, burada bağımlılıktan temel alan bir şekilde karşımıza çıkar.
Terk Edilme Şeması Nelere Yol Açar?
1- Ayrılık Korkusu:
Birey, ilişkilerde sürekli olarak terk edileceği korkusuyla yaşar. Bu korku, partnerleriyle yakınlaşmaktan kaçınmasına veya ilişkilerde bağlanma seviyelerini kontrol etmeye çalışmasına neden olabilir.
2- Değer Kaybı İnancı:
Birey, geçmişteki terk edilme deneyimleri nedeniyle değerli olmadığına dair bir temel inanca sahip olabilir. Bu durum, kişinin kendini sevilmeye değer hissetmesini zorlaştırabilir ve düşük özsaygıya yol açabilir.
3- Sürekli Onay Arayışı:
Terk edilme şemasıyla yaşayan kişiler, sürekli seviliyor olduğuna dair onay ve teyit arayabilirler. Bu onay alınamadığında, kişi kendini değersiz hissedebilir ve bu durum, ilişkilerde sürekli gerginliğe yol açabilir.
4- İlişkilerde Güvensizlik:
Birey, ilişkilerde sürekli olarak partnerinin sadakatini sorgulayabilir veya sürekli olarak terk edileceği korkusuyla ilişkilerde güvensizlik yaşayabilir.
5- Kapanma ve İzolasyon Tendansı:
Terk edilme korkusuyla yaşayan bireyler, ilişkilerde derinleşmek yerine, kapanma ve izolasyon eğiliminde olabilirler. Bu, duygusal bağlantıdan kaçınmaya ve yalnızlığı tercih etmeye neden olabilir.
6- Aşırı Bağlanma ve Kontrol:
Terk edilme korkusuyla başa çıkmaya çalışırken kişiler, ilişkilerde aşırı bağlanma ve kontrol eğiliminde olabilirler. Bu durum, partnerlerine sürekli olarak ihtiyaç duyma ve kontrol etme ihtiyacını beraberinde getirebilir.

Terk Edilme Şemasında Gözlemlenen Kalıplar Nelerdir?
1-Genelleme (Filtreleme):
“Bir arkadaşımın dikkati dağınık olsa bile söylediğime cevap vermediği an, beni artık sevmediğini, arkadaşlığımızın biteceğini düşünürüm.”
Bir olaydaki olumsuz bir detayı alıp genel bir kapanışa varmayı içerir. Örnekte, arkadaşın dikkatinin dağınık olduğu bir anı, arkadaşın artık sevmediği ve arkadaşlığın sona ereceği genel bir inanca dönüşüyor. Yani, tek bir olay genel bir kanaate dayandırılıyor.
2-Siyah-Beyaz Düşünce Kalıbı:
“Bu tartışmada ne anlatmaya çalıştığımı anlamıyorsa, kesinlikle beni artık eskisi gibi sevmiyor.”
Bu kalıp, olayları aşırı basitleştirerek ya siyah ya da beyaz, iyi ya da kötü şeklinde değerlendirmeyi içerir. Örnekte, partnerin anlayışsız olması, hemen “sevmediği” anlamına gelir. Gri tonlar göz ardı edilir ve durum aşırı bir şekilde sadeleştirilir.
3-Katastrofik Çıkarsama (Felaketleştirme):
“Eğer bu kadar geç cevap veriyorsa, ilişkimiz muhtemelen sona erecek.”
Olasılık dışı en kötü senaryoya odaklanmayı içerir. Örnekte, partnerin geç cevap vermesi, ilişkinin mutlaka sona ereceği gibi aşırı olumsuz bir sonuçla bağlantılı hale getirilir. Gerçekçi olmayan felaket senaryolarıyla düşünce kalıplarını güçlendirir.
4-Duygusal Akıl Okuma:
“O benden hoşlanmıyor; çünkü bu kadar uzun süre beni aramadı.”
Başkalarının duygusal durumları hakkında varsayımlarda bulunmayı içerir. Örnekte, partnerin uzun süre aramaması, onun hoşlanmadığına dair bir duygusal okuma ile bağlantılı hale gelir. Gerçekte bu durumun sebepleri çok çeşitli olabilir, ancak birey duygusal durumu hakkında kesin bir yargıya varır.
5-Etiketleme:
“O da beni terk ediyor çünkü ben sevilmeye değer biri değilim.”
Bu kalıp, bir olayın ardından kendine veya başkalarına kalıcı bir etiketleme yapmayı içerir. Örnekte, partnerin terk edişini, kendi adına “sevilmeye değer biri olmadığı” etiketiyle bağdaştırır. Bu, tek bir olumsuz durumu, genel bir değerlendirme haline getirir.
6-Mükemmeliyetçilik:
“Eğer her istediğini kabul etmezsem, sevilmem veya terk edilirim; bu nedenle kusursuz, mükemmel olmalıyım.”
Bu kalıp, kendine aşırı yüksek standartlar koymayı ve bu standartlara ulaşılamadığında aşırı olumsuz sonuçlar çıkarmayı içerir. Örnekte, bireyin mükemmeliyetçi olması, kabul edilemez bir durumu telafi etmekte başarısız olması durumunda “sevilmeme ve terk edilme” korkusunu artırabilir.

Terk Edilme Şeması ve Terapide Yaklaşım
Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), terk edilme şemasıyla ilişkilendirilen bilişsel çarpıtmaları, geçmiş deneyimlerden kaynaklı oluşan otomatikleşmiş düşünce kalıplarını fark ettimeye, sorgulatıp değiştirmeye odaklanan etkili bir yaklaşımdır. Terapist, kişinin bu hatalı düşünce kalıplarını tanımasına yardımcı olur ve çeşitli başa çıkma stratejileri geliştirilir.
- Bilişsel Yeniden Yapılandırma:
BDT temelli terapide, bireyin terk edilme şemasına dayalı negatif düşünce kalıplarını tanıması ve değiştirmesi önemlidir. Terapist, bireye bu düşünce kalıplarını sorgulama, gerçekçi olmayan inançları tanıma ve alternatif, sağlıklı düşünce kalıpları geliştirme konusunda rehberlik eder. Örneğin, “Herkes beni terk eder” şeklindeki genellemeler yerine, gerçekçi ve özsaygıyı destekleyen düşünce kalıpları oluşturulabilir.
- Duygusal Düzenleme Becerileri:
Terk edilme korkusuyla başa çıkma becerileri, duygusal düzenleme üzerine odaklanır. Bireye duygularını tanıma, ifade etme ve bu duygularla başa çıkma stratejileri öğretilir. BDT temelli terapide, bireyin duygusal tepkilerini daha sağlıklı bir şekilde ele almasını sağlamak için bilişsel ve davranışsal stratejiler uygulanır.
- İlişki Becerileri Geliştirme:
Terapist, iletişim becerilerini geliştirmek, duygusal bağlanma konusunda destek vermek ve güvenli ilişki kurma konusunda rehberlik etmek için stratejiler kullanır. Bireye, ilişkilerde karşılıklı anlayış, empati, ve açık iletişim gibi temel becerilerin nasıl geliştirileceği konusunda rehberlik yapılır.
- Ev Ödevleri ve Pratikler:
Terapist, bireyin terapi seansları arasında öğrenilen becerileri günlük yaşantısına entegre etmesini sağlamak amacıyla ev ödevleri ve pratikler uygular. Bu, bireyin terapötik süreci sadece seanslar sırasında değil, aynı zamanda günlük yaşamında da sürdürebilmesine yardımcı olur.
- Olumlu İnançları Güçlendirme:
Kişinin öz değerini artırarak, olumlu inançları güçlendirmeye odaklanır. Bireyin kendi değerini artırmasını ve olumlu bir benlik algısı geliştirmesini destekleyen stratejiler uygular.
BDT temelli terapötik stratejiler, bireyin terk edilme şemasıyla bağlantılı bilişsel çarpıtmaları fark etmesini, değiştirmesini ve sağlıklı ilişkiler kurmasını destekleyerek bireysel iyileşmeyi hedefler.

Terk Edilme Şeması ve Partner Seçimi
Terk edilme şeması olan bireylerin genellikle güvenilir olmayan veya istikrarlı bir ilişki sürdürmenin mümkün görünmediği kişilerle ilişki kurduğu görülür. Bu kişiler genellikle şu özellikle sahiptir;
- Sadakat göstermeyen, bağlılıktan kaçınan, birçok kişiyle ilişki sürdüren kişiler,
- Evli veya bir ilişkisi olan ve uzun süreli bir ilişki istemeyen kişiler,
- Duyguları tutarsız kişiler (Örn. depresyonda olan, alkol madde bağımlılığı olan kişiler),
- Duygusal olarak bir ilişkide partnerinin yanında olmayan kişiler,
- Davranışları tutarsız kişiler ( Bir gün yanınızda size destek olurken, diğer gün siz yokmuşçasına davranan kişiler).
Elbette terk edilme şemasına sahip kişiler kendilerine değer veren, tutarlı bir şekilde duygusal olarak yanında olan kişilerler de beraberlik kurabilirler. Ancak böyle bir ilişki içinde olduklarında da bir türlü ilişkilerinin sürmeyeceğine, partnerlerinin elbet bir gün onları terk edeceklerine, onları sevmediklerine inanabilirler.

Terk Edilme Şeması ile Nasıl Başa Çıkılır?
Terk edilme şeması hem sahip olan kişi için hem de ona gerçekten değer veren bir partner için oldukça zordur. Size bir türlü ilişkiniz içinde güvende hissettirmeyen, sürekli tetikte olmanızı gerektiren uyum bozucu terk edilme şemanızı değiştirmek için bazı maddeler şu şekildedir:
- Terk edilme şemanızın kökenini bulmaya çalışın. (Geçmişinizde terk edilme veya sizin terk edilme olarak yorumladığınız olayları neler, o zaman ne hissetmiştiniz, ne yapmıştınız?)
- Terk edilme şemanızın tetiklendiği durumlarda bunun sizin geçmişinizle ilgili olduğunu kendinize hatırlatın. Dilerseniz kendinize bunu anlatan bir not yazın ve şemanızın tetiklendiği, yani kaygılandığınız anlarda bu notu okuyun.
- Size çok çekici gelse bile güvenilir olmayan, tutarlı bir ilişki kuramadığınız kişilerle ilişki yaşamayın.
- Size çok çekici gelmese de, güvenilir kişilere şans vermeyi deneyin.
- Eğer elinizde somut kanıtlar yoksa, şüphelenmek ve kontrol etmek yerine partnerinize güvenin.
- Hayatınızı ilişkilerinizi elinizde tutma uğruna tüketmeyin. Kendinizi geliştirin, kendize güvenin, kendinize zaman ayırın.
- Eğer siz de farkında olmasanız da terk edilme şemanızdan dolayı ilişkilerden kaçınıyorsanız, kendinize güvenilir biri ile daha derin ilişkiler kurma şansını tanıyın.
- Kendinizi keşfetmek ve uyum bozucu şemalarınızı değiştirerek hayatınızı daha iyi bir yöne çevirmek için psikoterapiye başlayın.
YORUM YAPIN