En Çok Kovalanan ve Arzu Edilen Duygu: Mutluluk

Mutluluk Nedir ve Nasıl Tanımlanır?

Mutluluk, sevinç duyma ve yaşam doyumu gibi duygularla kendini gösteren duygusal bir durumdur. Çok değişik tanımları olsa da, çoğunlukla olumlu duygular taşıma ve yaşamından doyum bulmanın bir bileşkesi olarak tanımlanır. İnsanlar mutlu olduklarından söz ederlerken, ya o sırada ne hissettiklerini ya da bir bütün olarak yaşamlarıyla ilgili olarak nasıl bir duygu içinde olduklarını söylemek isterler. Mutluluk ile ilgili en genel yanılsama ise mutluluğun ‘gerçek anlamda mutluluk’ olarak görülebilmesi için ‘sürekli’ olması gerektiğidir; oysa mutluluk doğası gereği (hormonlara bağlı ve hormonlarla desteklenen bir duygu olması gereği) bir “durum” değil, bir “an”dır.

Mutluluk kavramı, çok geniş kapsamlı olarak tanımlanan bir kavram olduğu için, psikiyatristler ve psikologlar, söz konusu duygusal durumdan söz ederlerken “öznel iyi olma durumu” ya da “öznel esenlik” terimlerini kullanırlar. Mutluluğun (öznel iyi olma durumunun, öznel esenliğin) iki öğesi şunlardır:

  • Yaşanan Duyguların Dengesi: Herkes, hem olumlu, hem de olumsuz duygular yaşar. Mutluluk, genellikle, olumsuz duygulardan çok olumlu duygular yaşamakla ilintilidir. Kendini genelde mutlu hisseden insanlar da, zaman zaman üzülme, kaygılanma, kızma, sıkılma ve kendini yalnız hissetme gibi duygular yaşayabilirler. Ancak kendilerini kötü hissettiklerinde, her şeyin daha güzel olacağına ilişkin altta yatan bir iyimserlik duygusu içindedirler ve başlarına gelen istenmedik durumlarla baş edebileceklerine ve yeniden mutlu olabileceklerine inanırlar.
  • Yaşam Doyumu: Bu duygu, kişinin yaşamında önem verdiği, işi, ilişkileri, gösterdiği başarılar gibi değişik alanlarda ne denli doyum bulduğu ile ilişkilidir.

Mutluluk Algısı…

Mutluluk algısı kişiden kişiye değişmekle birlikte, bu duygunun ölçülmesini ve değerlendirilmesini sağlayan birtakım ölçütler vardır. Mutlu olunduğunun kimi önemli belirtileri şunlardır:

  • Olumsuz duygulardan çok, olumlu duygular yaşıyor olma
  • İstediği yaşamı sürüyor olduğu duygusunu taşıma
  • Yaşam koşullarının iyi olduğu duygusunu taşıma
  • Yaşamda istediklerine kavuştuğu (ya da kavuşabileceği) duygusunu taşıma
  • Yaşamından doyum buluyor olma

Mutluluk kavramı ile ilgili olarak, zaman içerisinde, bir sürü değişik bakış açısı öne sürülmüştür. Sözgelimi, Yunan düşünür Aristo, iki değişik tür mutluluk arasında bir ayrım yapmış ve bunlar için “hedoni” (hedonia) ve “ödamoni” (eudaimonia) terimlerini kullanmıştır.

  • “Hedoni” mutluluğu, haz almaktan kaynaklanır. Genellikle, kişinin kendini iyi hissettiren bir etkinlikte bulunmasına, bir isteğini gerçekleştirmesine, eğlenmesine, zevk almasına, keyif almasına, yaptığı eylemden doyum bulmasına eşlik eden duygudur.
  • “Ödamoni” mutluluğu, erdemli olmak ve yaşamında bir anlam bulmakla ilgili bir duygudur. Bu tür mutluluğunun başlıca öğeleri, yaşamında bir anlam bulma, amaçlarının olması ve yaşamı, yaşamaya değer bulmadır. Daha çok, yerine getirilmesi gereken sorumluluklarla ilintili, uzun erimli amaçlara yatırım yapmakla bağlantılı, başkalarının da iyiliğini isteyen ve kişisel ülkülerine göre yaşamakla ilişkili bir mutluluk anlayışıdır.

Kimi insanlar yaradılıştan daha mutlu olma eğiliminde olsalar da, daha mutlu olmanın birtakım yolları vardır. Özellikle kendinizi geliştireceğiniz alanlarda olmak üzere, isteklerinizi gerçekleştirme ya da amaçlarınıza ulaşma yolunda ilerlemek, sahip olduklarınızın tadını çıkarmak, kötümser bakış açısından ve olumsuz düşünmekten uzaklaşmak ve iyimser olmak sizi daha mutlu edecektir. Mutlu olmak, yaşamın değişik alanlarında daha olumlu sonuçlar elde etmeye yarar. Örneğin;

  •  Olumlu duygular, yaşam doyumunu artırır.
  • Mutluluk, daha güçlü baş etme becerileri geliştirmeyi sağlar.
  • Olumlu duygular ruhsal dayanıklılık sağlar. Ruhsal açıdan dayanıklı insanlar, zorlanmayla daha iyi baş ederler ve istenmedik durumlarla karşılaşmaları durumunda, kendilerini çok daha hızlı toparlarlar.
  • Olumlu duygular taşıyanların daha sağlıklı beslendikleri ve daha düzenli spor yaptıkları saptanmıştır.
  • Mutlu insanların bağışıklık dizgelerinin daha güçlü olduğu ve daha az hastalandıkları belirlenmiştir.
  • Olumlu duygular taşımakla, daha sağlıklı ve daha uzun yaşamak arasında doğrudan bir ilişki olduğu gösterilmiştir.

Mutluluk Hakkında İstatistiki Bilgiler ve Araştırmalar

Yapılan çalışmalarda, genel yaşam doyumunun yaklaşık % 50’sinin kalıtımsal, % 10’unun dış etkenlere bağlı, % 40’ının ise bireysel etkinliklere bağlı olduğu bulunmuştur. Dolayısıyla, kalıtımsal olan temel mutluluk düzeyinizi değiştiremeseniz de, daha mutlu ve daha doyumlu olabilmek için yapabilecekleriniz vardır. Çok mutlu insanlar da, zaman zaman çökkünlükler yaşayabilirler; mutluluk bilinçli bir biçimde, ardında koşulması gereken bir duygudur.

Sağlıklı beslenmek, düzenli spor yapmak, sahip oldukları için gönül borcu duymak, zaman kavramını yitirip kendinden geçerek olumlu birtakım etkinliklerde bulunmak (bir akış içinde olmak), bir amacının olması ve bunu gerçekleştirmek için çaba gösteriyor olmak, kendini gerçekleştirdiğini görmek, sevmek ve sevilmek, sizi daha mutlu edebilecek başlıca etkinlikler ve yaşam doyumu alanlarıdır.

Peki Mutluluk Öğrenilebilir Mi?

Mutluluğun aranan, bulunduğunda iyi oluşa katkı sağlayan ayrıca bir hedeften çok bir metot olduğu bilimsel literatürdeki çalışmalarca da desteklenmektedir. Mutluluk düzeyi arttırılabilir ve mutluluk öğrenilebilir. Tabii bu kendinizi, mutluluğu ve bu iki önemli noktanın arasındaki ilişkiyi anlamaktan geçer.

Anda mutlu olabilmeyi öğrenmek için, uygulanabilir birkaç teknikten bahsedilebilir;

  • İlki, olumlu duyguların ve mutluluğun sürdürülebilir deneyimi için hayatınızdaki zevkleri arttırma fakat bunları alışkanlık haline getirmeme. Bu zevkler bedensel ya da daha taşkın, manevi zevkler olabilir. Kalıcı mutluluk düzeyini arttırmak için alışkanlık haline gelmemeleri çok önemli. ü

Size zevk veren dışsal girdilerin anlık etkisinin hemen azalmaması adına uygun bir zamanlama gerekir. Kendini sık tekrar eden zevkler bir süre sonra üzerinizdeki etkisini yitirmeye başlarlar. Zevklerinizle aranızdaki mesafeyi ayarlayarak, zamanlamayı doğru ayarlama denemeleri yaparak (daha sık fakat daha az gibi) kendinizi şaşırtabilir ve pozitif girdilerin etkilerinin alışkanlık haline gelmesini engelleyerek elde ettiğiniz doyumu daha kalıcı hale getirmeniz mümkün.

  • İkinci olarak, tadını çıkarma yöntemini paylaşmak istiyorum. Bu yöntem içerisinde; başkaları ile paylaşma, olumlu anılar oluşturma, kendini kutlama, algıları keskinleştirme ve özümseme gibi olumlu duyguları deneyimlemeyi kolaylaştıracak alt teknikler vardır.

Her bir tekniğin temelinde başkalarına verdiğiniz değeri, güzel anıların diğer insanlarla birlikte anımsanmasını, gurur ve minnettarlık duygularının artmasını, algılarınızın daha olumlu ve mutluluğu duyumsayacak bir şekilde evrimleşmesini ve son olarak kendinizi tamamen zevk aldığınız şeye vermenizi sağlamak yatar. Etkin olduğunuz süre boyunca gözden kaçırdığınız birçok şeye dahil olmak; motivasyonunuzu, yaratıcılığınızı ve mutluluğu öğrenebilme, hayatımıza dahil edebilme kapasitenizi fazlasıyla geliştirecektir.

Mutluluğa Ulaşmak İçin Neler Yapılabilir?

Mutluluk nedir sorusuna geri dönelim… Diyelim ki açılmayı bekleyen bir kapı. Aslında o kapıyı açan bir anahtar yok. O zaman, “Neden bir şeyler yapmak için uğraşıyoruz ki?”diyebilirsiniz. Bunu bir tohumun filizlenip büyümesi durumuna benzetebiliriz. Gerekli şartları sağlamazsanız tohumunuz büyümez. Siz de mutluluğun ortaya çıkması için gereken şartları sağlamak zorundasınız.

Hemen hemen her yıl dünyanın en mutlu seçilen ülkesi olan Danimarka’da Mutluluk Araştırma Enstitüsü bulunuyor. Danimarkalılar mutluluğun felsefesi dedikleri bir felsefeye sahipler. Felsefenin adı:” HYGGE”. Yani;mutluluk nedir, sorusunun cevabı Danimarka’da  HYGGE. “Samimi ortamlar yaratma sanatı.”, “Ruhun sıcacık hissetmesi.”, “Tüm dert, sıkıntı ve sinir bozucu şeylerden uzak olma durumu.”, “Rahatlatıcı ve mutluluk veren şeylerden keyif alma.” gibi anlamlara geldiği söylenmektedir. Aslında bunlar çoğumuzun bildiği ya da tahmin edebileceği  şeyler. Küçük şeylerden mutlu olma, yetinmeyi bilme, sevdiklerine zaman ayırma gibi… Danimarkalılardan tek farkımız, bu bildiklerimizi alışkanlık haline getiremiyor olmamız. O zaman mutlu olma yoluna, aslında bildiğimiz bu basit kuralları önemsemekle adım atabiliriz.

Mutlu olmak için önce mutluluğun önündeki engelleri kaldırmak için kendinizi olduğunuz gibi kabul etmeniz lazım. Buna hayatınızdaki çeşitli elementler da dahil. Kimileri için geçmişiyle barışmak epey zor olabilir. Gerekirse profesyonel yardım almalı ve mutluluğu sizden iyice uzaklaştıran depresif duygu durumundan çıkmayı başarmalısınız. Nereden geldiğiniz değil kim olmayı seçtiğiniz önemli. Geçmişi çok ciddiye almamalı geleceğe ise aldanmamalısınız. Aslında elinizde var olan en gerçek an “şimdi”dir.

  • Kişisel gelişim üzerine yoğunlaşmalı ve öncelikle kendini tanıma basamağını dürüst şekilde kendinizle yüzleşerek yapmalısınız. Aslında kimsiniz ve nasıl birisiniz? Dışarıdan sizi nasıl görüyorlar gibi soruları kendinize cesurca yöneltmelisiniz.
  • Hayata iyi yönden bakmalısınız. Bu elbette pek tanıdık ve klişe olarak akıllarda yer etmiş bir öneri belki, fakat aynı zamanda en önemli noktalardan biri de. Burada amaç resmin bütününü görmek, aynı zamanda kötü durumun da farkına varmak fakat bilinçli bir şekilde iyi olana odaklanmayı seçmek. Her olay için bunu yapamasak bile çoğu duruma uyarlamak bile sizi aslında önemsiz ve belki de değersiz şeylere üzülmekten alı koyacaktır.
  • Kişisel bakımınıza öne vermelisiniz. Mutlu olmak için dünyanın en güzeli ya da yakışıklısı olmanız şartmış gibi sizi boğan sosyal medya trendlerinden uzak durmaya özen gösterin. Başkaları için değil de önce kendiniz için dış görünümüze önem verin. Doğallığı elden kaçırmadan ve düzenli olarak yapın bunu. Günler sonra kendinizi daha mutlu hissettiğinizi fark edeceksiniz.
  • Bilimsel araştırmalar, mutluluğun bir seçim olduğunu söylüyor. İnsan muhtemelen kendini koruma içgüdüsü nedeniyle olumsuz şeyleri düşünmeyi tercih ediyor. Bu sayede tehlikelere karşı önlem almaya çalışıyor. Bu da mutsuzluğu ve mutsuzluğa katkı sağlayan, stres gibi duyguları, beraberinde getiriyor. Olumlu düşüncelere odaklanın, mutlu olmayı seçin. Olumlu düşünceye odaklanmak mutlu olmayı bir alışkanlığa dönüştürmenize yardımcı olabilir.