Yas Süreci: Psikoterapi, Yasın Evreleri, Yas Psikolojisi ve Daha Fazlası
Yas Psikolojisi ve Süreci Nedir?
Yas Psikolojisi, sevdiğimiz birinin kaybı sonrası girdiğimiz ruhsal durumu ifade eden psikolojik durumdur. Çoğumuz hayatımızın bir döneminde çok sevdiğimiz bir kişiyi, eşimizi, annemizi, babamızı, arkadaşımızı ve belki de, en acısı, çocuğumuzu kaybetmişizdir ve kayıp, yas psikolojisi ile yalnız kalmışızdır. Yas reaksiyonu, yani yas psikolojisi aslında depresyona çok benzer. Depresyona benzeyen belirtilerden bazıları şunlardır;
- Hayattan zevk alamama,
- Mutsuzluk,
- Sürekli ağlama isteği,
- İştahın azalması,
- Uyku düzeninin bozulması,
- Sinirlilik hali,
- Sevdiği şeyleri yapmak istememe.
Yas ve depresyon arasındaki fark, yaşadığımız duygusal tepkilerin doğasında ve süresinde belirginleşir. Yas, genellikle bir kayba tepki olarak ortaya çıkar ve bireyin bu kaybı işlemesine yardımcı olan doğal bir süreçtir. Bu süreçte, üzüntü, öfke ve kabullenme gibi duygusal aşamalar yaşanır.
Öte yandan, depresyon belirli bir neden olmaksızın uzun süreli üzüntü ve ilgisizlikle karakterize edilen bir ruh hali bozukluğudur. Yasın doğal bir süreç olduğunu, depresyonun ise tedavi gerektiren bir durum olduğunu anlamak, bireyin duygusal tepkilerini daha iyi yönetmesine yardımcı olabilir.
Hayatın en kaçınılmaz gerçeklerinden biri de kayıptır. Bir an, her şey yolunda gibi görünürken, bir sonraki an tüm dünyanız başınıza yıkılabilir. Bu ani değişiklikler, bizi derin bir duygusal labirente sürükler – bu labirentin adı yas süreci. Peki, bu karmaşık ve bazen kavranması zor süreç tam olarak nedir? Hangi aşamalardan geçeriz ve bu süreçte bizi neler bekler?
Yas süreci, bir bireyin sevdiği bir kişi, hayvan veya nesnenin kaybını deneyimlediğinde yaşadığı doğal ve evrensel bir duygusal tepkidir. Bu süreç, bireyin kayıpla başa çıkma ve onu kabullenme sürecidir. Yas, sadece ölümle ilişkilendirilmemelidir; aynı zamanda iş kaybı, boşanma, sağlık sorunları veya yaşamın diğer önemli değişiklikleri gibi kayıpların ardından da yaşanabilir.
Yas süreci, bireyin kaybı kabullenmesine, onunla başa çıkmasına ve hayatına devam etmesine yardımcı olan bir adaptasyon sürecidir. Bu süreç, bireyin duygusal, fiziksel, sosyal ve bilişsel yanıtlarını içerir. Yasın aşamaları ve süresi bireyden bireye farklılık arz edebilir. Bazıları için bu süreç kısa ve hafif olabilirken, diğerleri için uzun ve yoğun olabilir.

Yas Sürecinin Belirtileri Nelerdir?
Yas sürecinin belirtileri, bireylerin yaşadığı kayıplara tepki olarak ortaya çıkan duygusal, fiziksel ve bilişsel tepkilerdir. Bu süreç, her bireyde farklılık gösterebilir; ancak bazı ortak belirtiler vardır.
Yas sürecinin duygusal belirtilerini şu şekilde sıralayabiliriz:
- Derin üzüntü ve hüzün
- Öfke ve suçluluk duygusu
- Anlam arayışı ve sorgulama
- İlgisizlik ve duygusal uyuşukluk
Fiziksel belirtiler ise genel olarak şöyledir:
- Uyku bozuklukları,
- İştahsızlık veya aşırı yeme,
- Yorgunluk ve enerji eksikliği,
- Baş ağrısı, mide rahatsızlıkları gibi somatik belirtiler.
Yas sürecinde bireylerin düşünce yapıları ve algıları da etkilenebilir. Bilişsel belirtiler denilen bu semptomlar şunlardır:
- Konsantrasyon güçlüğü
- Karar vermede zorluk
- Sürekli olarak kaybedilen kişi veya durumu düşünme
- Unutkanlık
Bu süreç, bireylerin davranışlarını da etkileyebilir. Sürecin bireylerin davranışlarını etkilediğinde ortaya çıkan belirtiler is şöyle sıralanabilir:
- Sosyal izolasyon
- Önceki aktivitelere ve hobilere ilgisizlik
- Ağlama nöbetleri
- Kaybedilen kişi veya durumu anma ritüelleri
Yas süreci, kaybedilen bir sevilenin ardından yaşanan doğal bir reaksiyondur. Ancak bu sürecin şiddeti, süresi ve belirtileri kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. Bazı kişiler bu dönemi hızla geride bırakabilirken, bazıları için bu yolculuk daha uzun ve meşakkatli olabilir. Önemli olan, yas sürecinin belirtilerini tanımak ve gerektiğinde yas sürecinde psikolojik destek alabilmektir.

Yas Süreci Türleri Nelerdir?
Yas süreci türleri, bireylerin yaşadığı kayıplara ve bu kayıplara verdiği tepkilere göre farklılık gösterir. Yasın doğası, yaşanan kaybın şiddetine, süresine ve bireyin kişisel deneyimlerine bağlı olarak değişebilir. Bu türler akut yas, travmatik yas ve karmaşık yas olarak isimlendirilir.
1-Akut Yas
Akut yas, bir kaybın hemen ardından yaşanan ilk tepkileri ifade eder. Genel olarak kaybın ilk günlerinde ve haftalarında en yoğun hissedilir. Bu süreçte birey, şok, inkar, öfke, suçluluk ve derin üzüntü gibi duygusal tepkiler yaşayabilir. Akut yasın belirtileri zamanla azalır ve birey yavaş yavaş kaybını kabullenmeye başlar.
2-Travmatik Yas
Travmatik yas beklenmedik, şiddetli veya travmatik bir kayıp sonucu yaşanan yastır. Özellikle şiddetli bir ölüm, ani bir kayıp veya travmatik bir olay sonucu yaşanan yas, bireyin normal yas sürecinden daha yoğun ve uzun süreli duygusal tepkiler yaşamasına neden olabilir. Travmatik yas, bireyin günlük yaşantısını etkileyebilir ve profesyonel yardım almayı gerektirebilir.
3-Karmaşık Yas
Karmaşık yas, kaybın üzerinden uzun bir süre geçmesine rağmen yasın belirtilerinin devam ettiği bir süreci ifade eder. Bu tür, bireyin kaybı kabullenmekte zorlandığı, sürekli olarak kaybı düşündüğü ve günlük yaşantısının olumsuz etkilendiği bir durumdur. Bu tür bir yas, bireyin sosyal ilişkilerini, iş yaşantısını ve genel sağlığını olumsuz etkileyebilir.
Her tür yas süreci, bireyin yaşadığı duygusal tepkileri ve başa çıkma stratejilerini anlamak için önemlidir. Yas sürecini anlamak ve kabullenmek, bireyin kaybıyla başa çıkmasına ve yaşamına devam etmesine yardımcı olabilir.
Yas Süreci Ne Kadar Sürer?
Yas süreci, bireylerin yaşadığı kayıplara karşı verdiği doğal bir tepkidir ve bu sürecin süresi kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. Her bireyin yaşadığı kaybın doğası, şiddeti ve kişisel özellikleri, yas sürecinin ne kadar süreceğini etkileyen faktörler arasındadır. Bazı bireyler için yas süreci birkaç hafta ya da ay sürebilirken, bazıları için bu süreç yıllarca devam edebilir. Özellikle beklenmedik ya da travmatik kayıplar sonrasında, yas süreci daha uzun sürebilir. Ancak kesin bir zaman dilimi belirtmek zordur, çünkü her bireyin yas sürecini yaşama şekli benzersizdir.

Yas Tutan Kişi ve Etrafındakiler Nelere Dikkat Etmelidir?
- Yas süreci yaşayan bir kişiye duygusal destek sağlamak ve onun yanında olduğunuzu göstermek, onun duygularını ifade etmesine olanak tanıyarak bu zorlu süreçte sabırlı ve anlayışlı olmanızı gerektirir.
- Yas süreci yaşayan kişinin duygularını, düşüncelerini ifade etmesine izin vermek ve onu dinlemek, bu süreçteki en önemli desteklerden biridir.
- Yas süreci zamanla hafifleyebilir, ancak asla tamamen geçmez; bu nedenle kişiye gerçekçi yaklaşarak gerçek dışı beklentiler oluşturmamak esastır.
- Yas sürecinin zorluğu nedeniyle bazen bireyin tek başına başa çıkamayacağı durumlarda, profesyonel yardım almak sürecin daha sağlıklı atlatılmasına katkıda bulunabilir.
- Yas sürecinin fiziksel sağlık üzerindeki olumsuz etkileri nedeniyle, yas tutan bireylerin uyku ve beslenme düzenine özellikle dikkat etmeleri esastır.
- Yas süreci yaşayan bireyin sosyal izolasyona girmesi riski nedeniyle, onun sosyal aktivitelere katılmasını teşvik ederek ailesi ve arkadaşlarıyla vakit geçirmesi esastır.
- Her bireyin yas sürecini farklı sürelerde yaşaması nedeniyle, ona sabırla zaman tanıyarak kendi hızında atlatmasına izin vermek önemlidir.
Yas ve Yas Evreleri
Yas sürecine şaşkınlık, şok, öfke, üzüntü gibi duygusal belirtiler; kaybı kabul edememe, adaptasyonda azalma gibi zihinsel belirtiler ve uyku bozuklukları, az veya çok yeme, nefes almada zorluk gibi fiziksel belirtiler eşlik edebilir. Uzmanlar yas döneminde süreci kontrol etmeye çalışmamak gerektiğini ve yasın çeşitli aşamalarına hazırlıklı olmak gerektiğini belirtmektedir.
Çoğu insan ölümün kendisinin veya sevdiklerinin başına geleceğini hiç düşünmez ya da düşünmemeye çalışır. Bunu düşünerek yaşamak sürdürülebilir olmadığı için ölümün varlığını unutmanın faydalı olduğu doğrudur. Ancak ölümü unutmak ile varlığını tamamen inkar etmek arasında ince bir çizgi vardır. Ölümü unutmak bizi hayatın içinde tutar, inkar etmek ise hayatın anlamını kavramamızı zorlaştırabilir.
Varoluşçu psikoloji insanın ölümle ilişkisine hep zıtlıkların dengesi olarak bakar. Ölümü hisseden birinin en çok gülmeye ihtiyaç duyduğunu söyler. Ölümün en çok konuşulduğu yerde yaşama arzusunun olduğundan bahseder. Hiç yaşlanmayacağını veya sağlıklı kalacağını düşünen insanlar için ölüm söz konusu olduğunda genellikle inkar devreye girer. Ancak ölümden kaçış olmadığı gibi yas süreci de kaçınılmazdır. Peki yas sürecinin kaç evresi vardır ve bu evreler nelerdir?

Yasın 5 Evresi
1. İnkar ve Şok Evresi
Kaybın ardından gelen ilk dönemde şok, inkar, panik ve kafa karışıklığı gibi duygular görülebilir. Kişi kaybı kabullenmekte güçlük çeker ve Böyle bir şey nasıl olabilir? Bu yaşananlar gerçek olamaz. gibi düşüncelere kapılır. Sevdiği birini kaybeden kişiler, yaygın bir şekilde Şu kapıdan girecek gibiydi. Sabah uyandığımda onu göreceğimi düşünürdüm. gibi ifadelerle sevdikleri insanın artık hayatta olmadığını henüz kabullenemediklerini dile getirirler.
2. Öfke Evresi
İnkarın ardından kayba ilişkin öfke duyguları açığa çıkmaya başlar. Kişi kendisini, etrafındakileri, hatta kaybettiği insanı bile suçlamaya başlayabilir. Düşmanca davranışlar ve Neden ben? Bu hiç adil değil. gibi düşünceler yaygın olarak görülür. Başına gelenleri hak etmediğini düşünen kişi, kayıp karşısında yoğun bir öfke duymaya başlar.
3. Pazarlık Evresi
Suçluluk hissiyle birlikte Ya daha çok çabalasaydım. Eğer her şey normale dönerse ben de … yapacağım. gibi yaşananları telafi etme çabaları ortaya çıkar. Kişi kaybı önlemek için aslında neler yapabileceği üzerine düşünüp durur.
4. Depresyon Evresi
Yorgunluk, çaresizlik, umutsuzluk hisleri yoğun bir şekilde hissedilir. Kişi yaşananlara dair algısını yitirmeye başlamış gibidir, kendini etrafındaki insanlardan soyutlayabilir. Ağlama krizleri, uyku ve beslenme sorunları gibi depresif semptomlar görülebilir. Kaybın yavaş yavaş idrak edilmeye başlandığı bu dönemde Yaşamın, tüm bunların anlamı ne ki? gibi sorgulamalar görülebilir.
5. Kabullenme Evresi
Kaybın etkilerinin ve yeni koşulların kabullenildiği, yeniden ilerlemeye hazır olunan dönemdir. Kişi durumun değiştirilemeyeceğini ve kaybını kabullenir. Kabullenme dönemi, kişinin kaybın ardından da yaşama devam edebildiği, zaman zaman kaybın acısını hissetse de bununla yaşamaya devam edebildiği dönemdir.

Travmatik Yas, Belirtileri ve İyileşme Süreci
Travmatik yas, kaybın beklenmedik ve ani bir şekilde ortaya çıkması veya yaşanmasıdır. Kişinin yas sürecini psikolojik veya toplumsal sebeplerle travmatik olarak algılaması ve yorumlaması olarak da tanımlanabilir. Travmatik yas, travma sonrası stres bozukluğunda görülen pek çok semptom ve belirti ile benzerlik göstermektedir.
Travmatik yas ile ilgili detaylı çalışma 1999 yılında yapılmıştır ve 2 tanı ölçütü dikeyi ortaya çıkmıştır:
A Ölçütleri
A ölçütleri bir yakının ölümü ve ayrılık kaygısının belirtilerinden oluşmaktadır. Kişinin bir yakınının ani, beklenmedik, vahşet içeren şekilde ölümü örnek olabilir. Tanı koymak için ölümün objektif olarak travmatik olması gerekmemektedir. Kaybın yakınlık derecesi değişebilir, kişinin yakın olduğu, güvendiği, özdeşleştiği ve travmatik ayrılık yaşadığı biri olması yeterlidir.
Kişi yitirdiği kişi ile ilgili uğraşlar içindedir. Tekrarlayıcı, rahatsız edici olan bu belirtiler zaman zaman yitirilen kişiyi arama, özleme, hasret çekme belirtileri şeklinde ama daima hayal kırıklığı ile sonlanmaktadır. Normal yastan farklı olarak travmatik hasta ayrılık kaygısı işlevselliği etkileyecek düzeyde tekrarlayıcı ve rahatsız edicidir.

B Ölçütleri
B ölçütleri ölümle travmatize olmanın yasa özgün belirtileridir. Travmatik yas özelinde belirgin ve sürekli olması gereken 11 temel belirti bulunmaktadır:
- Geleceğe ilişkin anlamsızlık hissi
- Duygusal tepkisizlik
- Kopukluk
- Donukluk hissi
- Şok
- Taşlaşma hissi
- Ölümü kabullenmede güçlük
- Hayatın anlamsız ve boş olduğu hissi
- Ölen kişi olmadan da yaşamın anlamlı olabileceğini hayal edememe
- Bir parçasının yok olduğu hissi
- Dünyanın darmadağın olduğunu düşünme
- Emniyette olmama, güvensizlik hissi
- Ölen kişiye zarar verdiğine ilişkin gerçek olmayan düşünceler
- Ölümle ilgili aşırı öfke, acı ve huzursuzluk hissi
Tanı koyabilmek için bu belirtilerden en az dördünün bulunması, tüm belirtilerin en az iki ay sürmesi ve kişinin sosyal, mesleki, ve yaşamın diğer alanlarında işlevsizliğe neden olması gerekmektedir.
İyileşme Süreci
Travmatik yas süreci ile baş edebilmesi için kayıp yaşayan kişinin klinik sorunlarının değerlendirilmesi ile ihtiyaçlarına uygun çözüm seçeneklerine başvurmak gerekir. Bir uzman değerlendirmesi sonucunda hangi terapi yaklaşımının daha etkili olacağı veya ilaca başvurulacaksa ilacın türü ve dozajı belirlenir. Özellikle travmatik yas süreci yalnızca kişiyi değil, ailesini ve yakın çevresini de etkilemektedir. Bu sebeple gerekli durumlarda farklı aile üyeleri için de yönlendirmeler yapılmalıdır.
Yas sürecinin ne zaman patolojik kabul edildiği ve bir uzmana ne zaman başvurulması gerektiği ile ilgili literatürde farklı görüşler bulunmaktadır. Yasın normal bir süreç olduğunu düşünen grup bu sebeple rutin olarak gözetim gerekmediğinden bahsetmektedir. Ancak travmatik yasın özellikle ilk zamanlarda büyük ruhsal sorunlar yaratacağı göz önünde bulundurulduğunda mutlaka takip edilmesi gerektiği savunulmaktadır.

Yas Süreci Nasıl Atlatılır ve Bu Süreci Kolaylaştırmak İçin Neler Yapılabilir?
Yas süreci, kaybın getirdiği duygusal ağırlığı kabullenmeye ve bu duygusal yükü hafifletmeye çalışan bireyin içsel bir yolculuğudur. Yas sürecini etkileyen faktörler arasında bireyin yaşadığı kaybın şiddeti, kişisel deneyimleri ve aldığı destek bulunmaktadır. Yasın sağlıklı bir şekilde atlatılabilmesi için profesyonel destek almak büyük önem taşır. Psikologlar ve danışmanlar, bireyin yaşadığı duygusal travmayı anlamasına ve bu travmayı aşmasına yardımcı olabilirler.
Duyguları bastırmak yerine, bu duyguları kabullenmek ve ifade etmek de yas sürecinin sağlıklı bir şekilde atlatılmasında kritik bir rol oynar. Duygusal ifade, bireyin yaşadığı ağırlığı hafifletmesine yardımcı olabilir. Aynı zamanda, sosyal destek arayışı da bu süreçte büyük bir öneme sahiptir. Aile, arkadaşlar ve destek grupları, bireyin yaşadığı duygusal yükü paylaşmasına ve bu yükü hafifletmesine yardımcı olabilirler.
Bu süreçte bireyin kendi iç dünyasıyla barışık olması ve bu süreci kabullenmesi de oldukça önemlidir. Yas, zorlu bir süreç olabilir, ancak doğru yaklaşımlarla bu süreci daha sağlıklı bir şekilde atlatmak mümkündür.
Bu bilgileri madde madde sıralamak gerekirse;
- Tanıdığınız ve yanında iyi hissettiğiniz insanlarla vakit geçirin. Bu zaman dilimlerinde kendinizi anlatmak veya bir aktivite yapmak zorunda değilsiniz. Sevdiğiniz insanlarla bir arada olmaya çalışın.
- Hissettiklerinizi yansıtmaya çalışın. Kendinizi hazır hissettiğiniz ölçüde hislerinizi dilediğiniz gibi aktarabilirsiniz. Kendinizi anlatacak gücü bulamadığınız dönemlerde yazı yazmayı veya resim yapmayı deneyebilirsiniz.
- Yalnızca psikolojik iyi oluşunuza değil, beslenme ve uyku gibi önemli bedensel sağlık gerekliliklerinize de dikkat edin.
- Madde ve alkol bağımlılıklarına karşı tetikte olun. Zor duygularla baş etmeye çalışırken zararlı maddelere yönelmek uzun vadede sizin için daha zararlı olacaktır.
- Psikolojik destek almayı değerlendirin. Yas süreci zorlu birçok duygu barındırır ancak baş etmekte zorlandığınızı düşündüğünüz anlarda bir profesyonel desteğine başvurabilirsiniz.
- Tekrar romantik bir ilişkiye başlamak veya yeni bir çocuk dünyaya getirmek gibi yenilikler kaybı kabul etmenizi geciktirip engelleyebilir. Büyük değişikliklerden önce yas sürecinde ilerlemek iyi bir fikir olabilir.
Yas Sürecinde Psikolojik Sağlamlık Nasıl Sağlanılabilir?
- Yaşadığımız olayın getirdiği olumsuz duygu ve düşünceleri yeniden yorumlayarak olumlu duygu ve düşüncelere dönüşmesi için çalışılmalıdır.
- Kaybedilen kişiye dair güzel anı ve özelliklerin konuşulabilmesi, güzel duyguların deneyimlenmesi, bireyin motivasyon ve enerjisini arttıracak faaliyetlerin yapılması olumsuz deneyimleri tamir etmektedir.
- Başlamak zor olabilse de fiziksel aktiviteler yaparak beynimizin kimyasından faydalanmamız önemlidir. En basitinden yürüyüşe çıkmakla başlayabilirsiniz.
- Bireylerin toplumsal yada bireysel destek alarak kendilerini ifade edebilecekleri, iyi hissedebilecekleri kişilerle birlikte olmaları psikolojik sağlamlığı arttır.
- Geleceği yönelik hayallerinizi iyimser ve umut dolu düşüncelerle beslenmeniz de yas sürecinden güçlenerek çıkmanız için oldukça önemlidir.
YORUM YAPIN