Depresyon Nedir?

Depresyonun baş belirtilerinden bazıları devamlı olarak üzüntü, değersizlik, umutsuzluk, kötümserlik, suçluluk ve zayıflık hissetmek olarak sıralanabilir. Depresyon tanısı konulabilmesi için bu belirtilerin ve daha fazlasının en az 3 ay boyunca hayat kalitenizi etkileyecek şekilde var olması gerekir. Bazı psikologlar tarafından depresyon bir “gri bir korku yağmuru” olarak betimlenmiştir. Bu mental rahatsızlık konsantrasyon ve motivasyon gibi bir sürü günlük yaşama dair işlevi negatif yönde etkileyebiliyor.
Kişisel bir kayıp ya da büyük bir yenilgi gibi hayatımızdaki olası negatif olaylardan dolayı baş gösterebileceği gibi, genetik yatkınlığı olan bireylerde, ağır ve negatif bir olay yaşamadan da kendini gösterebilir.
Dünya Sağlık Örgütü’ne göre depresyon şu anda küresel olarak en yaygın mental sağlık sorunlarından bir tanesi. Tüm yaşlardan, ortalama 300 milyon insanın depresyon ile yaşadığı öngörülüyor.
Depresyon kendini bir çok farklı şekilde gösterebilir ve birden fazla türü vardır. Bu türler arasında majör depresyon, distimi ve mevsimsel duygusal bozukluk gibi türler var. Bu alt başlıklara ve türlere ek olarak ise, depresyon belirtileri ve depresif dönemlerin sıklığı bipolar bozukluğun da göstergeleri arasında yer almaktadır.

Depresyon oldukça karmaşık bir mental sağlık problemidir. Bu sebeple, zaman zaman bağışıklık sistemi de dahil olmak üzere bedendeki pek çok sistem üzerinde negatif etkilere sahip olabiliyor. Depresyon, uyku dizenini bozabilir ve bireylerin yemek ile ilişkilerini önemli derecede etkileyebilir. Örneğin, bazı vakalarda kilo vermeye, yemekle ilişkiyi kesmeye, tükettiklerini yemek yedikten sonra çıkarmaya, bazılarında ise fazla kilo almaya ve aşırı tüketime sebep oluyor.
Çoğu zaman, depresyonun anksiyete eşliğinde kendini gösterdiğini gözlemlemek mümkün. Araştırmalar bu iki mental sağlık probleminin sadece birlikte ortaya çıkmadıklarını, aynı zamanda genetik yatkınlık bakımından da bir sürü ortak yöne sahip olduklarını gösteriyor.
Bilim insanları depresyona karşı hassasiyetin ve dış etkenlere bağlı yatkınlığın beslenme ile hem doğrudan hem de dolaylı olarak ilişkili olduğuna dair bulguların altını çiziyorlar. Yani omega-3 yağları gibi gıdaların doğrudan eksiklikleri veya bağırsaklardaki bakterilerin çeşitliliği depresyona yatkınlığı etkileyebiliyor. Elbette depresyon beden kadar ruh hali ve düşünceleri de etkiliyor. Bu, hem depresyon ile yaşayanlar, hem de onlara değer veren insanlar için üzücü ve yorucu bir durum. Depresyon, çocuklarda da giderek daha yaygın hale geliyor.
En ağır vakalarda bile depresyon yüksek oranda tedavi edilebilir bir mental sağlık problemi. Bu bozukluğun genelde döngüsel ve dönemsel bir doğası vardır ve erken teşhis ve devamlı bir tedavi süreci ile mevcut belirtilerin önüne geçmek ve bu döngüyü kontrol altına almak mümkün.
Pek çok araştırma, en etkili tedavinin, ilaç ile birlikte olsun ya da olmasın, problemli ve negatif düşünce döngülerini konu alan, bilişsel davranış terapisi olduğunu gösteriyor. Ek olarak, düzenli meditasyonun hem kendi başına hem de bilişsel davranış terapisi ile birlikte depresyonu kontrol altına alma konusunda etkili olduğunu bilinmektedir.

Depresyon Belirtileri Nelerdir?
Depresyon ile yaşayan herkes aynı belirtilere sahip değildir. Bazı insanlar çok az belirti gösterirken, bazıları çok fazla gösterebilir. Belirtilerin şiddeti kişiden kişiye değiştiği gibi depresif döngünün zamanına göre de değişiklik gösterir.
Depresyon, genelde devamlı olarak üzüntü, kaygı, boş hissetme, umutsuzluk hissi, kötümserlik, suçluluk hissi, değersiz hissetme veya desteksiz olma hissi ile beraber gelir. Ayrıca hobilerden alınan keyif ve genel olarak daha önce bize keyif veren ve ilgi gösterdiğimiz şeylere karşı gösterilen ilgi azalır, cinsellik gibi önceden keyif alınan aktivitelerden keyif alınmaz. Enerji azalır, yorgunluk artar ve yavaşlama hissi de yaygındır. Bunun yanında huzursuzluk, sinirlilik ve konsantrasyon, hatırlama ve karar verme zorlukları görülebilir. Depresyon ile yaşayan bir çok birey ölüm ve intihar düşünceleri ile de boğuşur.
Devamlı fiziksel belirtiler arasında ise baş ağrıları, sindirim sistemi bozuklukları ve kronik ağrılar bulunmaktadır.

Depresyon Neden Baş Gösterir?
Depresyonun tek bir bilinen sebebi yoktur. Depresyon, genetik, biyolojik, çevresel ve psikolojik faktörlerin bir kombinasyonunun sonucudur. Travma, sevilen birinin kaybı, zorlu bir ilişki, başa çıkma mekanizmalarını etkisiz hale getiren stresli bir durum gibi büyük negatif deneyimler, depresif döngüleri tetikleyebiliyor. İlk tetikleyici olaydan sonra yaşanan depresif döngüler ve dönemler, görünür bir tetikleyici olsa da olmasa da ortaya çıkabilirler.
Beyin görüntüleme teknikleri, yani MRI gibi araçlar kullanan araştırmalar, depresyonda olan insanların beyinlerinin depresyonda olmayanlara göre daha farklı olduğunu gösteriyor. Ruh halini, düşünmeyi, uykuyu, iştahı ve davranışları düzenleyen beynin bölgelerinin sıradışı şekilde işlev gösterdikleri görülüyor. Beyindeki değişimlerin depresyonun sebebi mi sonucu mu olduğu henüz kesin bir şekilde saptanabilmiş değil.
Bazı depresyon türleri aile boyunca görülebiliyor ve bu da bozukluğa dair belli bir genetik yatkınlığın olduğunu gösteriyor.

Depresyon Nasıl Tedavi Edilir?
Depresyon, daha önce de bahsettiğimiz gibi, en ağır vakalarda bile tedavi edilebilme olasılığı yüksek bir mental sağlık problemidir. Pek çok hastalıkta olduğu gibi tedaviye ne kadar erken başlanırsa, verimi ve tekrarı önleme ihtimali o kadar artar.
Uygun bir depresyon tedavisi bir doktor tarafından fiziksel muayene ile başlar. Belli ilaçlar, viral enfeksiyonlar veya tiroid bozuklukları da depresyonla benzer belirtilere sebep olurlar ve bu nedenle öncelikle fiziksel sağlık kontrolünden geçmek oldukça önemli bir adımdır. Doktor alkol ve madde kullanımına dair ve hastanın ölüm ve intihar düşüncelerinin olup olmadığını görmek için çeşitli konularda sorular sorabilir.
Teşhis konulduğunda depresyondaki kişi çeşitli yollarla tedavi edilebilir. En yaygın tedavi seçenekleri arasında ilaçlar ve psikoterapi var. Pek çok çalışmada bilişsel davranış terapisinin hem tek başına hem de ilaç tedavisi ile birlikte yüksek oranda etkili olduğu görülüyor.

Depresyon Türleri Nelerdir?
1- Unipolar depresyon (yani majör depresyon) pek çok insanın depresyondan bahsettiğinde ifade ettiği şeydir: geçmeyen üzüntü, duygusuzluk veya umutsuzluk, enerji kaybı ana semptomların arasındadır.
2- Bipolar depresyon veya bipolar bozukluk ise depresyon ve mani olarak adlandırılan yüksek enerjili ve depresif periyotları içeren bir bozukluktur. İnsanlar bu iki farklı uçtaki ruh hallerini dönemsel olarak yaşarlar. Bu dönemlerin ne uzunlukta ve ne sıklıkta yaşandığı ise bipolar bozukluğun türlerine bağlıdır (bipolar I ya da bipolar II gibi). Bu süreç bazen günler, bazen yıllar sürebilir ve arada dengeli dönemler olabilir.
3- Çocuk sahibi olmak, doğumdan sonraki günler ve haftalarda ruh hali dalgalanmalarına sebep olabilir ve buna halk arasında “kırk basması” adı verilir. Tepki daha ağır ve uzun süreli olursa postpartum depresyon olarak değerlendirilir. Postpartum depresyon teşhisi yoğun bir tedavi gerektirir çünkü ebeveynlerin çocukları ile olan ilişkilerini ve etkileşimlerini önemli ölçüde etkilemektedir.
4- Depresyon mevsimsel olarak da ortaya çıkabilir ve özellikle güneşin az görüldüğü kış aylarında öne çıkar. Buna mevsimsel duygudurum bozukluğu adı verilir ve genelde, mevsimsel depresyon ile yaşayan bireyi gün ışığını ve güneşi mimik eden yapay ışık türlerine maruz barıkarak belirtileri hafifletmek mümkündür.
Depresif nöbetlerle birlikte intihar düşünceleri de sık sık ortaya çıkar ve bu nedenle siz veya sevdiğiniz birisi uzun süren depresif döngülere sahipse, farkındalık ve yardım almak bu süreçte oldukça önemlidir.

Depresyon ve Sağlığınız
Zihinsel acı, fiziksel sağlık üzerinde negatif etkilere sahiptir. Depresyon sahibi insanların kalp rahatsızlığı geçirme ihtimalleri üç kat daha fazladır. Aynı zamanda, bağışıklık sistemini zayıflatır, viral enfeksiyonlara olan eğilimi arttırır ve zamanla bedende kanser oluşmasına bile sebep olabilir.
Depresyon ile yaşayan bireyler aynı zamanda daha yüksek oranda şeker hastalığına ve osteoporoza sahipler. Depresyon bazen kendini devamlı negatif ruh hali olarak gösterebilir ve buna “distimi” adı verilir. Distimi, genelde yıllar süren düşük enerji ve düşük özsaygı ile kendini gösterir ve hayattan keyif alma becerisini önemli derecede azaltır.
Depresyonla Yaşamak
Herkes arada bir melankoli ya da hüzünlü oldukları dönemler yaşar. Ancak klinik depresyon tekrar eden negatif düşünceler, boş bir dış görünüm ve enerjisizlik ile kendini gösteren daha yıkıcı bir deneyimdir. Depresyon kelimesini dikkatli bir şekilde kullanmak ve kullanırken bilinçli davranmak oldukça önemlidir. Depresyon, kişisel bir zayıflık işareti değildir ve kişinin kendisini pozitif düşünmeye zorlaması ile geçebilecek bir mental sağlık problemi değildir. Depresyon ile yaşayan bireyler, bir anda kendilerini bu durumdan çıkarıp daha iyi hale gelemezler.
Modern yaşamda artan beklentiler de bu konuda maalesef depresyon ile yaşayan insanların yükünü azaltmakta yardımcı olmuyor. Erken çocukluk döneminde serbest yaşamak yerine başarıya odaklanılan bir eğitim sistemi, ve ayrıca doğrudan sosyal etkileşimin yerini elektronik bağlantılara bırakma eğilimi depresyona yatkınlığı etkileyen şeyler.
YORUM YAPIN