Ebeveynler İçin Okula Uyum Rehberi

Okula başlamak hem çocuk hem de ebeveynler için heyecan verici bir yenilik ve aynı zamanda kaygı uyandırıcı bir deneyimdir. Çocuklar için bilinmezliğin kapısının açıldığı okul hayatında çocuğun okula başlaması ve uyum sağlaması büyük bir önem taşır. Kendini güvende ve rahat hissetme ihtiyacı insanoğlunun en temel ihtiyaçlarından biridir. Varlığını ilk hissettiği andan itibaren ihtiyaç duyduğu bu güvenlik hissini, anne hamilelik döneminde sağlamaya başlar.
Okula dönüş veya başlama anı çocuğun ilk “ayrılma” deneyimidir. Okula başlamak da bu sebeple çocuk için adeta yeniden bir doğumdur. Güvende hissettiği, tüm ihtiyaçlarının karşılandığı ev ortamından ayrılıp, hiç bilmediği ve yepyeni bir dünyaya “Merhaba” der.

Okula başlarken çocuklar ve ailelerle birlikte öğretmenler de kaygı ve endişe duyarlar. Sınıfa girip çocukla etkileşim kurdukları ilk anlardan itibaren bu endişeler yavaşça dağılır. Bilgi birikimleri ve deneyimleri neticesinde öğretmenlerin kaygıları kısa sürede dağılsa da çocukların ilk defa ailelerinden ayrılıp kurallı ve yapılandırılmış bir ortama girmeleri, bazı ailelerin de çocuklarından ayrılmaya tam anlamıyla hazır olmamaları nedeniyle sahip oldukları kaygılar devam eder. Çocukların ve ailelerin etkin katılım göstereceği, belirli bir program dâhilinde yürütülen okula uyum haftası ile bu kaygılar daha kısa sürede ortadan kalkar ve çocuğun okula uyum süreci sorunsuz ve kolay bir şekilde gerçekleşir. Okula başlama ve ayrılık kaygıları hem ebeveynler hem de çocuklar için okul öncesi eğitim döneminde başlamaktadır.

ANKSİYETE TESTİNİ BAŞLAT

Yaşamın ilk altı yılını kaplayan okul öncesi dönemde çocuk çevreye uyum sağlamaya ve içinde yaşadığı toplumla bütünleşmeye çalışmaktadır. Çocuğun bedensel, zihinsel, duygusal ve toplumsal gelişiminin süratli olduğu, karakter ve kişilik yapısının şekillenmeye başladığı ve temel alışkanlıkların çocuğa kazandırıldığı dönemdir. Çocuk, bu dönemde sosyal, duygusal, dil, öz bakım, bilişsel ve psikomotor becerilerini çevresindeki yetişkinlerle ve yaşıtlarıyla etkileşime girerek kazanmaktadır. Bu dönemde, çocuğun her yönüyle en iyi şekilde yetişmesine özen göstermek, çocukta kötü alışkanlıkların oluşmamasına çalışmak, aileye olduğu kadar okul öncesi eğitim kurumuna düşen bir görevdir. İlk kez evden ayrılmayı ifade eden bu dönemin, çocuk, ebeveyn ve eğitimci için ayrı bir önemi vardır.

Okul öncesi çocukta en sık şikayet konusu olan sorunlardan bazıları şunlardır:

  • Temel alışkanlıkların kazandırılmasında güçlükler,
  • Okul fobisi,
  • Aşırı hareketlilik veya çekingenlik, ve
  • İçinde bulunduğu durumla baş edip edemeyeceğine dair hissedilen kaygı.

Bu sorunların her birini ele alıp, nedenlerini keşfetme, nedenleri ve sorunları gidermek, aile ve okul öncesi eğitim kurumunun işbirliği halinde yapacağı görevlerdir. Çocukların öğretmenleriyle ve akranlarıyla gerçekleştirdikleri iletişimin kalitesi de, onların okula erken uyumlarını etkilemektedir. Öğretmen ile olumlu, güvenli ve yakın bir ilişki, çocuğun okula uyumunu desteklemekte ve diğer sosyal ilişkilerini de geliştirmektedir. Bunun yanı sıra, ocuğun anne-baba ile ilişkileri de okula uyumunu etkileyebilmektedir.

Çocuk yetiştirme yöntemlerinin ve anne-baba-çocuk iletişiminin doğrudan çocukların davranış ve sosyal becerilerini, dolaylı olarak da okula uyumunu etkileyebilmektedir. Ayrıca okula başlamak çocuk kadar ebeveynler için de yeni bir adım ve değişimdir. Ebeveyn ve öğretmen çocuğa karşı farklı tutum ve farklı beklentiler içinde olabilmekte ve çocuk ile iletişimde kullanılan dil, önem verilen değerler ev ve okul arasında farklılık gösterebilmektedir. Özellikle okula uyum sürecinde öğretmen ile ebeveyn arasında açık bir iletişim olmadığı takdirde çocuğun gelişimi ve öğrenmesindeki devamlılık olumsuz yönde etkilenebilmektedir.

Ebeveynler ile öğretmenler arasındaki bu iş birliğine ve uyuma destek sağlamak için aşağıdaki davranışları sergileyebilirsiniz;

  • Okula gelirken mutlu ve sakin bir tutum sergileyin. Çocuklar, ebeveynlerinin duygularını kolaylıkla okur. Siz, ayrılmaya çocuğunuzdan önce hazır olmalısınız.
  • Çocuğunuzu okula bırakırken vedalaşmaları çabuk ve kısa tutun.
  • Çocuğunuza güven ve cesaret verin. ‘Her şey yolunda gidecek, eğlenceli ve güzel bir gün geçirdikten sonra evimize döneceğiz.’, ‘Gideceğim için üzüldüğünü biliyorum ama şimdi gitmeliyim. Bahçede seni bekliyor olacağım, öğle yemeğinden sonra görüşeceğiz.’ gibi cümlelerle çocuğunuzu sakinleştirip, sınıfına yönlendirin.
  • Okula gitmek istemediği için ağlayan çocuğu suçlamayın. Endişesinin sebeplerini anlamaya çalışın ve duyguları üzerine konuşun.
  • Çocuğunuzu asla akranlarıyla ve onların tutum/davranışlarıyla kıyaslamayın. Onun yaşında diğer çocukların da benzer korkular yaşadığını, aynı endişeleri paylaştığını söyleyin.
  • Çıkışta bekleyeceğiniz yeri gösterin ve mutlaka belirttiğiniz yerde olun.
  • Yaşanması muhtemel isteksizliğin zamanla ortadan kalkacağına inanın ve sabırla çocuğunuzu okula göndermeye devam edin.

Okula Uyum Süreci Nedir?

Okula uyum süreci, sağlıklı bireyler yetiştirmede hayati önem taşıdığından tüm dünyada davranış bilimleri ile ilgili birçok disiplinin önem verdiği konulardan biri. Okulla ilk kez karşılaşan ya da uzun bir yaz tatilinden sonra başlayan çocuklar bir uyum sürecinden geçer. Okulla ilgili davranış geliştirmek okula uyum için çok önemlidir. Kurallara uyma ve akranlarıyla uygun ilişkiler kurma çocuğun yapması gereken gelişimsel görevlerdir. Okula uyum, çocukların okul ortamındaki ilgi ve rahatlığı, okul bağlılığı ve okul başarısı anlamına gelir. Çocukların okula uyum sürecinin temelinde yetenekleri, becerileri, uyum özellikleri ve kişiler arası çevre yatmaktadır. Okula uyum kavramı, çocukların okul ortamına ilişkin algıları, okul deneyimleri, okul bağlılığı, okula hazır bulunuşluk ve okul performansı dahil olmak üzere çocukların eğitim süreçlerinin diğer yönleriyle ilişkilidir.

Çocuğun okul öncesi eğitim kurumuna başladığı ilk günlerde uyum güçlükleri yaşaması beklendik bir durumdur. Bazı çocuklar, okula ilk başladıkları dönemde uyum sorunu yaşarken bazıları ise önce iyi başlayıp belirli bir süre sonra tepki verebilirler. Tüm bunlar doğaldır ve genellikle geçicidir. Okula uyumu bireysel boyutta ele aldığımızda çocuğun gelişim ve öğrenmesini destekleme, okula devamını ve okul başarısını artırma ve yetişkinlikte başarılı bir kariyere sahip olma şansını elde etme gibi katkıları olduğu görülmektedir. Okula uyum hizmetlerinin standart bir program dâhilinde verilmesi hem ülke çapında uygulama birliğini hem de okula uyum etkinliklerini planlayacak öğretmen, yönetici vb. paydaşların süreci daha sağlıklı bir şekilde yürütmesini olanak sağlaması açısından önemlidir. Okula uyum sürecinin etkili bir şekilde yürütülmesi, hedeflenen amaçların gerçekleşebilmesi için aile, öğretmen ve okul yönetiminin iş birliği içerisinde olmaları ve belirlenen sorumlulukları yerine getirmeleri beklenmektedir.

Okula Uyum Sürecinde Zorluk Çeken Çocuklar Nasıl Tepkiler Geliştirir?

Okula uyum programı çoğu okul tarafından uygulanan bir süreçtir. Çünkü bazı çocuklar yeni girdiği çevreye kolaylıkla uyum sağlamış gibi görünse de bir süre sonra okula gitmek istemeyebilir. Kaygılı çocuğun okula uyumu da bu aşamada bir hayli zordur. Bu gruptaki çocuklar okula olan tepkilerini en başta ortaya koyarak evden çıkmada, okula girmede ve sınıftaki etkinliklere katılmada zorluk yaşayabilir. Bu uyum sürecinde çocuklar tepkilerini ağlama, nesnelere zarar verme gibi davranışlarla ortaya koyabilir. Bazı çocuklar da bu süreçte sessizleşip içine kapanabilir, yeme, uyku ve tuvalet sorunları yaşayabilir. Bu nedenle okul çağındaki çocuğun psikolojisi ebeveyn ve öğretmen tarafından iyi gözlemlenmelidir.

Okula Uyum Sürecinde Aileden Beklentiler ve Ebeveynlere Öneriler

Aileden Beklentiler

Ailelere okula başlama sürecinde hem kendilerinde hem de çocuklarında gerçekleşebilecek kaygının normal olduğu belirtilmelidir. Gerçekleştirilecek ilk toplantıda ailelerden beklentiler net bir biçimde açıklanmalıdır. Ailelerin uyum sürecinin etkili olmasına katkı sağlamak için yerine getirmesi gereken sorumluluklar şu şekilde sıralanabilir:

  • Öncelikle çocuğun zihninde okulla ilgili olumlu bir görüntü oluşması gerekir. Okuldan söz ederken “Okulun çocuklar için düzenlenmiş özel bir yer olduğu, orada çocukların hoşuna gidecek etkinliklerin yapıldığı, oyunlar oynandığı, okulun yeni arkadaşlar edinilecek hoş bir yer olduğu” vurgulanmalıdır.
  • Aileler, çocuklarına okulunu ve öğretmenini tanıtmalı; çocuğun öğretmenine güven duymasını sağlayıp her türlü gereksiniminde öğretmeninden yardım isteyebileceğini anlatmalıdır.
  • Aileler; çocuklarını okulda ne kadar zaman geçireceği, geliş gidiş saatleri konularında bilgilendirmelidir.
  • Öğretmen, okul ortamı, sınıf ortamı vb. konularda çocuğun yanında olumsuz söylemlerde bulunmamalıdır.
  • Çocuğun herhangi bir uyum problemi yaşaması durumunda çocuk sınıfındaki diğer çocuklarla karşılaştırmamalı, çocuğun benliğine zarar verecek ifadelerden (Örneğin “Ağlarsan sana kötü çocuk derler, seni okula almazlar.” “Seni bebeklerin gittiği sınıfa alırlar.”) uzak durulmalıdır.
  • Aileler; uyum haftası sürecinde öğretmen, okul yönetimi ile iş birliği içerisinde olmalıdır.
  • Aileler; öğretmen tarafından açıklanan program uygulama çizelgesine uyum sağlamalıdır.

Anne ve babalar öncelikle kendilerinin de bir uyum süreci içerisinde olacaklarını unutmamalıdırlar. Bazı bakım verenler, çocuklarıyla daha iç içe geçmiş bir ilişki kurabiliyorlar. Böyle bir sistem içerisinde büyüyen çocuğun, ev dışındaki durumlara uyum sağlaması biraz daha zor olabiliyor. Benzer şekilde bu sistemde, söz konusu bakım verenin de çocuğundan o okulda olduğu süre içerisinde uzak kalması onun açısından da zor olabiliyor. Buradaki kaygıyı sağlıklı yönetmek, ihtiyaç halinde bir uzmandan destek almak yine çocuğu büyük bir yükten kurtaracaktır.

Okula Uyum Sürecini Kolaylaştırmak İçin Bazı Öneriler…

Okul sürecinde atılacak ilk adımlar, hiç şüphesiz bireyin tüm yaşantısı boyunca etkisini gösteren büyük izler bırakır. Çocuğun bu dönemi sarsıntısız, uyumlu ve kolay atlatabilmesi, öğretmen desteğiyle birlikte ailenin işbirliğini ve tutarlılığını da gerektirir. Bu sebeple;

  • Çocuk, duygusal ve psikolojik olarak okula hazırlanmalıdır. Belirsizlikleri netleştirmek, okul hakkında kapsayıcı bilgi vermek yaşanması muhtemel kaygıyı minimalize edecektir.
  • Okul ve mümkünse sınıfı bilgilendirme sonrasında birlikte gezilmelidir.
  • Anne-Babalar okul hakkındaki söylemlerini abartarak, okulu sadece eğlenceli bir yer algısı oluşturacak şekilde tanıtmamalı, gerçekçi bilgilendirmeler yapılmalıdır.
  • Ev ortamının çocuğun yaşıyla uyumlu, tutarlı ve istikrarlı kuralları olması, okul kurallarına uyum sürecini hızlandırır.
  • Sorumluluk bilincinin gelişmesi için yapılabilecek ölçüde görevler verilmelidir.
  • Okul alışverişi beraber yapılmalı, kırtasiye malzemeleri çocukla birlikte alınmalıdır.
  • Çocuğun okula alışabilmesi için tüm aile üyeleri kararlı davranmalıdır. Özellikle okulun ilk günlerinde çocuğun okula devamının sağlanması önemlidir. Duygusal gel-gitlerin geçici olduğu bilinmeli ve çocuk, sabırla okula gönderilmeye devam edilmelidir.
  • ‘Neden insanlar okula gider?, Öğrenmek neden önemlidir?’ gibi konularda bilgi aktarımında bulunulmalıdır.
  • Çocuğun dinleme becerisi geliştirilmelidir. Bunun en etkili yolu onu dinlemektir.
  • Birlikte geçirilen zamanlarda (Örneğin; beraber bir hikâye okurken) yapılan etkinlikle ilgili açık uçlu sorular sorularak düşünme becerisinin gelişimine destek olunmalıdır.
  • Hayal gücü ve yaratıcı düşüncenin geliştirilmesi ve bu gelişimin devamlılığı için çocuğa düzenli olarak kitap okunmalıdır.
  • Mümkün olabildiği ölçüde ve sıklıkta etkileşimde bulunulmalıdır. ‘Sen olsaydın bu kitaba/filme nasıl bir son yazardın, hangi kısmını, nasıl değiştirmek veya ne eklemek isterdin?, … olmasaydı, ne olurdu?’ gibi sorularla etkileşimli paylaşımlar için fırsat yaratılmalıdır.
  • Çocuğu yeterince tanımak, problemlerini farkedebilmek noktasında belirleyici bir değişkendir.
  • Öğretmenle çocuğun genel özellikleri paylaşılmalı ve sürekli iletişim halinde olunmalıdır.
  • Anne-Baba her ne sebeple olursa olsun öğretmeni ya da okulu çocuğun bulunduğu ortamda eleştirmemelidir.
  • Çocuğun hatalı davranışları, okulu ve öğretmeni caydırıcı bir unsur olarak kullanılmamalıdır. ‘Böyle yaparsan öğretmenin sana kızar, seni sevmez’, ‘Seni okula almazlar.’ gibi cümlelerden kaçınmak gerekir.
  • Her çocuk yalnızca kendi potansiyeli dahilinde değerlendirilmeli ve performansı kimseyle kıyaslanmamalıdır. Başkalarının başarıları örnek gösterilen çocuklarda; kendini değersizleştirme, kızgınlık, öfke ve motivasyonda düşme eğilimi gözlemlenmektedir. Ayrıca her türlü kıyaslama, çocuğun severek zaman geçirdiği ya da yakın ilişki geliştirdiği arkadaşlarına cephe almasına ve okula olan ilgisinin azalmasına sebep olabilir.
  • Yardım alınabilecek kişilerle işbirliğine girmemek ya da problemi yok saymak, sadece çözüm için gerekli süreyi uzatır.

Okula Uyum Sürecinde Öğretmenlerden ve Okul Yönetiminden Beklentiler Nelerdir?

Öğretmenlerden Beklentiler

Uyum sürecinde başat rol, okul öncesi öğretmenlerine aittir. Çocukların yeni bir ortama girdiği ve bu yeni girdiği ortama uyum sağlamasının vakit alacağı göz önünde bulundurulmalıdır. Her çocuğun uyum sürecinde göstereceği tepkiler ve okula alışma süreleri birbirinden farklı olabilir. Bu durumun normal olduğu unutulmamalıdır.

Bu süreçte öğretmen ebeveynlerle karşılıklı iletişim halinde olmalı, sınıfta yaşananları tüm detaylarıyla aileyle paylaşmalıdır. Bu süreçte öğretmen, çocuğun özelliklerini iyi tanımalı, çocuğun gelişim özelliklerini bilmeli ve bu doğrultuda bir yaklaşım sergilemelidir. Öğretmenin uyum süreci ve sonrasında çocuğu olduğu gibi kabul etmesi ve bunu çocuğa hissettirmesi de önemlidir. Öğretmenin hazırlayacağı okul öncesi uyum haftası planı da bu süreci kolaylaştıracaktır. Uyum sürecinde yapılacak okul öncesi uyum haftası etkinlikleri de çocukların katılımı ve alışması adına gereklidir.

Okul Yönetiminden Beklentiler

Uyum sürecinde okul yöneticisinin süreç öncesinde, süreçte ve süreç sonrasında gerçekleştirmesi gereken pek çok sorumluluğu vardır. Okul yönetiminin sorumlulukları şu şekilde sıralanabilir:

  • Okulun eğitim ortamı uyum haftasına hazırlanmalıdır.
  • Öğretmenlerin uyum sürecinin planlanması ve uygulanmasında gereksinim duydukları ortam ve materyaller sağlanmalıdır.
  • Uyum Haftası Çizelgesinin uygulama süreci takip edilmelidir.
  • Okuldaki öğretmen ve diğer personeller süreçle ilgili bilgilendirilmelidir.
  • Özel gereksinimli öğrenci ya da öğretmenlere yönelik ihtiyaçları önceden belirleyerek okulu fiziki açıdan uygun hâle getirecek çalışmaları yürütmelidir.