Partnerler Arası İlişki Tipleri, Etkileşim Çeşitleri ve İlişki Doyumu
İlişki doyumu olan bireylerin ilişkilerinin bir bölümü kısa ya da uzun süreli yaşantılar içeren zorunlu ilişkilerdir. Bazıları ise gönüllülük temelinde kurulurlar. Gönüllü olarak kurulan ve normal şartlarda uzun süren ilişkiler çoğunlukla yakın ilişkiler olarak değerlendirilmektedir. Başarılı yakın ilişkiler kurabilmek, birçok insanın hayatında mutlu olmasının ve kendini güvende hissetmesinin en önemli kaynaklarındandır. Bu konuda araştırma yapan bilim insanlarına göre yakınlık, sevilen bireyle karşılıklı anlayış ve iletişim içinde olmayı ve ona duygusal yönden bağlı olmayı içermektedir. Yakın ilişkiler içerisinde değerlendirilen romantik ilişkiler, bireylerin hayatlarının merkezinde yer almaktadır. Yapılan araştırmalarda yüksek özgüven ve benlik algısına sahip, pozitif kişilik geliştiren kişilerin, sağlıklı romantik ilişkiler yaşadığı görülmektedir. Aynı zamanda sağlıklı romantik ilişkilerin, bireylerin iyi oluş düzeylerini önemli ölçüde etkilediği vurgulanmaktadır.
Bir yakın ilişkinin devam edip etmeyeceği o ilişkiden alınan doyum ve ilişkiye bağlanmanın etkisiyle belirlenir. İlişkiye bağlanma, o ilişkiyi sürdürmedeki arzu ve kararlılık olarak değerlendirilebilir. İlişkiyi sürdürme isteği ve kararlılığın temelinde derin bir aşka kadar uzanan birçok neden yatabilir. İlişki doyumuna etki eden en önemli unsurlardan birisi aşka ilişkin tutumlarıdır. Diğeri ise bağlanma stilleridir. Aşka ilişkin tutumların, ilişki inançlarının ve bağlanma stillerinin ilişki doyumuna etkisinin incelendiği bir araştırmada, aşka ilişkin tutumların ve güvenli bağlanma stilinin romantik ilişki doyumunun en önemli belirleyicisi olduğunu bulunmuştur. Bütün bunlara bağlı olarak kişilerin sağlıklı ve tatmin edici romantik ilişkiler kurması, ilişkinin devamlılığı, eşlerin mutluluğu ve kişilerin her yönden sağlıklı gelişimlerini etkilemektedir.
Bağlanma, bebek ile annesi/birincil bakıcısı arasında kurulan ve duygusal açıdan bebeğin kendisini güvende hissetmesini sağlayan kuvvetli duygusal bağ olarak tanımlanmaktadır. Yaşamın erken yıllarında geliştirilen bu bağlanma ilişkisi sonraki dönemde yaşanan ilişkileri de etkilemektedir. Yetişkin bağlanma stilleri; güvenli, saplantılı, korkulu ve kayıtsız olarak gruplandırılmıştır. Güvenli bağlanma ilişkisi geliştirmiş bireyler, kendilerini sevilmeye değer, başkalarını ise güvenilir, ulaşılabilir, destekleyici ve iyi niyetli olarak algılama eğilimi gösterirler. Başkaları ile kolay bir şekilde yakın ilişki kurar ve kurdukları ilişkiyi devam ettirirler. Bu yönüyle güvenli bağlanma ilişki doyumu açısından çok önemli bir etkendir.
İlişki doyumunun önemli belirleyicilerden biri de aşka ilişkin tutumlardır. Aşk kavramına ilişkin geçmişten günümüze farklı yaklaşımlar ortaya atılmış, çeşitli sınıflandırmalar belirlenmiş ve değişik araştırmalar yapılmıştır. Yapılan çalışmalarda aşk kavramının ortak bir tanımının yapılmadığı; bunun yerine bazı aşk türlerinin ayrıştırılmaya çalışıldığı görülmektedir. Araştırmacılar bu durumu bireysel farklılıklardan yola çıkarak, aşkın farklı kişiler için farklı anlamlar ifade ediyor olması görüşüyle açıklamaktadırlar.
İlişki Çeşitleri
İnsan biyo-psiko-sosyo-kültürel bir varlıktır. Biyolojik olarak bir işleyişimizin olmasının yanında psikolojik süreçlerimizin olması, yaşadığımız coğrafyanın belirledikleri ile birlikte sosyal bir çevre içerisinde diğer insanlarla olan etkileşimlerimiz var oluşumuzun parçalarıdır ve bizimle ilgili bir çok şeyi etkilemektedir.
Diğerlerine ait olma ve bağlı olma ihtiyacı olarak tanımlanan ”ilişkili olma” temel psikolojik ihtiyaçlarımızdan bir tanesidir. İlişkilerde tekrarlanan etkileşim örüntüleri ortaya çıkmaktadır ve bu durum ilişkinin çeşidini belirlemektedir. Bu bağlamda, temelde, dört ayrı ilişki çeşidi vardır. Bu dört kavramın dışında, toplamda günümüzde görülen 13 ilişki türü vardır. Gelin bu ilişki türlerine bir göz atalım.
1 – Simetrik etkileşim ve ilişkide, bir tarafın gösterdiği davranış diğer tarafın davranışını da belirlemektedir. Bu durum güç çatışmalarının yaşanmasına sebep olabilmektedir. Çiftlerden birinin mesajlara geç cevap vermesi ile diğerinin de geç cevap vermesi buna örnek olarak verilebilir.
2 – Tamamlayıcı etkileşim ve ilişkide ise, kişiler birbirinin zıttı davranışlar ile birbirlerini tamamlarlar. Örneğin, birinin dağınıkken diğerinin toplu olması.
3 – Paralel/Eşit etkileşim ve ilişkide ise, bu örüntüde partnerlerden birinin kendi ihtiyacını karşılamaya yönelik davranırken aynı zamanda karşı tarafın da ihtiyaçlarına yöneldiği zamanların da olması ile ilişki içerisinde uyum sağlamasıdır. Örneğin, bakım veren kişi bakım isteyen kişi de olabilir.

4 – Meta-Komplimenter ilişkide, hem tamamlayıcı hem simetrik özelliklerin aynı zamanda olmasıdır. Örneğin, partnerlerden birinin bana hiç sarılmıyorsun dediğinde diğeri sarıldığı zaman ben dedim diye demesi ya da sarılmadığında ise dediğim halde sarılmadın demesi buna örnek olabilir.
Uzun süreli ilişkilerde tekrarlayan bu iletişim şekilleri ve ilişki örüntüleri ilişkiyi belirleyici niteliktedir. Bu gibi durumlar baş edilmesi zor duygu, durum, olayların yaşanmasına sebep olabilmektedir. Bu gibi can sıkıcı durumlarda bir uzmandan destek alabilirsiniz.
5 – Bağımlı ilişkilerde, partneriniz de siz de birbirinizden uzaktayken kendinizi güvende hissetmiyor olabilirsiniz. Sevgiliniz çevrenizde değilken depresif hissetmeniz, endişeli olmanız ya da o yanınızda olmadan bir aktiviteye katılmak istememeniz de bağımlı ilişkinin özellikleri. Böyle bir ilişki ilk başlarda güzel gelse zamanla yorucu olabilir. Özellikle sevgilinizin katılamayacağı planlarınızı iptal etmeye başladığınızda ya da çok sevdiğiniz işinizi onunla daha çok vakit geçirmek için bıraktığınızda ortada ciddi bir sorun olduğunu düşünebilirsiniz.
6 – Bağımsız ilişkilerde, sizin için ilişki aşktan önce mantıkla yürütülüyor ve kişiliğiniz ilişkinizin her zaman önünde olabilir. Sizin gözünüzde siz güçlü çiftsiniz ve ilişki için feda edilmemesi gereken şeyleri çok iyi biliyorsunuz. Her ikiniz de kendinizi önemli hissediyorsunuz, kariyerinizden ya da sosyal hayatınızdan vazgeçmemeniz gerektiğini biliyorsunuz. Bu ilişkinin olumsuz yanı ise pek de tutku dolu olmaması.
7 – Dominant ilişkilerde, bazen ilk başlarda fark etmeseniz de karşınızda sizden çok baskın biri olabilir ya da siz karşınızdaki kişiden daha baskın olabilirsiniz. İlişkinizdeki tüm kuralları o belirler ve istemeseniz bile kendinizi bu kurallara göre yaşarken bulabilirsiniz. Genellikle bu tarz insanlarla birlikteyken sizi ona bağlayanın ne olduğunu bile fark edemeden, kendi planlarınızı onun istediği gibi yaparken ya da sevmediği arkadaşlarınızla iletişimi keserken bulabilirsiniz. Sevgilinizle birlikteyken sürekli yanlış bir şey mi söyleyeceğim endişesi yaşamanız da bu ilişkinin bir başka özelliği.
8 – Teselli ilişkilerinde, belki sadece bir tarafın belki de iki kişinin de zorlu bir ayrılık sürecinin ardından başladığı ilişkilerin amacı genellikle teselli bulmaktır. Çivi çiviyi söker diye düşünüp bu zorlu süreci başka bir aşkla atlatmaya çalışmak çok sağlıklı olmasa da bazen işe yarayabilir. Ancak böyle bir ilişkinin çok uzun sürmeyeceğini baştan kabullenmek gerekir. Daha eski ilişkinin sıkıntılarıyla yüzleşmeden yeni bir ilişkiye başlamak, eski sıkıntıların tekrarlanması için bir kapı açabilir, dikkat!
9 – Zorlama ilişkilerinde, uzun zamandır yalnız olduğumuzda ve karşımıza bizim gibi aşkı arayan biri çıktığında ne kadar uyumlu olduğumuza pek bakmadan ilişkinin içine atlayabiliriz. Onun istediği gibi giyinmek, konuşmak ya da hoşuna giden davranışlarda bulunmak için kendimizi zorlarız, hatta aynısını o da bizim için yapar. Ancak tüm bu süreçte birbirimizden ne kadar farklı olduğumuzu anlayamayız ve dışarıdan mükemmel görünen ilişkimiz aslında bir zorlamadan ibaret olabilir. Tabii bu ilişkinin pek uzun sürmeyeceğini söylemek yanlış olmaz.

10 – Toksik ilişkilerde, birbirinizi çok sevmenize rağmen, değerlerinizin, düşünceleriniz ya da hayat görüşünüz taban tabana zıt olabilir. Sürekli birbirinize zarar vermenize ve ayrılık fikrinden bir türlü kurtulamamanıza rağmen asla birbirinizden kopamadığınız bu ilişki her iki taraf için de pek iyi sonuçlar doğurmaz.
11 – Geçici ilişkilerde, her şey yolunda, birlikte çok eğleniyor olabilirsiniz ancak gelecek planları yapmak aklınıza bile gelmiyor olabilir. İyi anlaşmanız, güzel vakit geçirmeniz ya da çok eğlenmeniz birlikte bir gelecek kurabileceğiniz anlamına gelmez. Siz de bunu hissettiğiniz için olsa gerek hayal kurmaktan uzak duruyorsunuz. Bu, kısa süreli bir ilişki için oldukça eğlenceli olabilir. Ancak tek taraflı gelecek planları yapılıyorsa taraflardan biri çok üzülebilir, bu duruma düşmemeniz için sevgilinizin niyeti ciddi mi yoksa sizinle eğleniyor mu sorusunu cevaplamanız gerek.

12 – “Mükemmel” ilişkilerden bahsederken o filmlerdeki “mükemmel çiftler” gelmesin aklınıza. Burada bahsettiğimiz tamamen dışarıdan mükemmel görünen ilişki. Karşınızda yakışıklı, düşünceli, romantik, evliliğe uygun ve size kraliçe gibi davranan bir erkek var ve çevrenizdeki herkes onunla birlikte olmanız gerektiğini söylüyor. Ancak siz bir türlü o heyecanı hissedemiyorsanız, bu teoride mükemmel ancak pratikte oldukça sorunlu bir ilişki olabilir. Karşınızdaki erkeği kırmadan uzaklaşmanızda fayda var.
13 – Açık ilişkilerde, iki kişinin duygusal olarak birbirlerine bağlı oldukları ancak başkalarıyla da görüşebildiği açık ilişkinin yürüyebilmesi için tarafların duygusal beklentilerinin düşük olması gerekiyor. Bu sebeple sonu çabuk gelebiliyor.
YORUM YAPIN