Bipolar Bozukluk: Nedir? Tedavi Süreci, Tanı Süreci ve Daha Fazlası

Bipolar Bozukluk Nedir?

Bipolar, taban tabana zıt olan “mani” ve “depresif” duygudurumuna sahip kişilerde iki uçlu bozukluğu tanımlamaktadır. İki ayrı hastalık dönemlerinde görülen mani, coşkulu, taşkın ve enerjik bir ruh halini ifade ederken, depresif ise üzgün olan, intihara kadar uzanabilecek depresyona işaret etmektedir. Toplumda her 100 kişiden % 1-2’sinde görülen bipolar bozukluk, sıklıkla genç erişkinlikte 15-35 yaş aralığında ortaya çıkar, kadın ve erkekte eşit olarak görülmektedir.

Bipolar bozukluk nedir sorusuna verilecek en iyi cevap, bu rahatsızlığın diğer adıyla manik-depresif bozukluk olarak bilinen, kişinin ruh hali, enerji seviyesi, dikkat süresi ve günlük aktivitelerini yerine getirme yeteneği üzerinde derin etkiler yaratan bir psikiyatrik durum olduğudur. Bu bozukluk, bireyin yoğun enerjik manik dönemler ile derin depresyon dönemleri arasında gidip gelen duygusal dalgalanmalar yaşamasına neden olur ve bu durum, kişinin yaşam kalitesini ve günlük işlevselliğini önemli ölçüde zorlaştırabilir. Bipolar kişilik bozukluğu nedir sorusu sıkça merak edilirken, bipolar affektif bozukluk ve hızlı döngülü bipolar gibi alt türlerin de bu karmaşık durumun çeşitleri olduğu bilinmektedir; bu durumun uluslararası literatürdeki karşılığı ise ‘bipolar disorder’ olarak geçer.

Bipolar bozukluk, kişinin bir anda kendini çok iyi hissederken, bir süre sonra içine kapanık bir hale gelmesine neden olabilir. Bipolar bozukluk, kişinin manik depresyon tanımına da uyan ruh hallerine bürünmesine sebep olabilir. Depresyon şikayetiyle doktora giden kişilerin birçoğu gerçekte bipolar bozukluk yaşar. Bu nedenle bipolar bozukluğu tanısının konulması aşamasında, psikologlar tarafından yapılacak olan genel bir psikoloji değerlendirmesi büyük önem arz etmektedir.

Bipolar bozukluğu ile yaşayan kişilerin en belirgin özelliği kişinin ruh halinin uçlarda olmasıdır. Bipolar bozukluk en yüksek seviyedeyken kişi hiperaktif bir ruh haline bürünür ve kendini çok mutlu hisseder. Fakat depresyon haline büründüğünde ise dış dünyaya kendini kapatabilir ve hatta intihar eğilimi gösterebilir. Bipolar bozuklukta duygu durum atakları ileri seviyede değilse eğer yılda birkaç defa meydana gelebilir. Çoğu insan duygu durum bozukluklarını fark edebilirken, ileri seviye bipolar bozukluğu yaşayanların bu durumu kendi kendine fark etmesi zordur. Bipolar bozukluk tanısı, sıklıkla ergenlik döneminin sonları veya erken yetişkinlikte konur. Bazen çocuklarda da bipolar semptomlar görülebilir. Belirtileri, zamanla artma veya azalma şeklinde değişebilse de genellikle hayat boyu tedavi gerektirir. Doktor tarafından öngörülen tedavi planını takip etmek, hastaların belirtilerini yönetmelerine ve yaşam kalitelerini artırmaya katkı sağlar.

Bipolar Bozukluk Türleri Nelerdir?

1-Bipolar I Bozukluk

Bipolar I Bozukluk, en şiddetli formdur ve manik dönemler belirgin özelliğidir. Mani örnekleri olarak; kişinin enerjik, coşkulu ve aşırı hareketli olduğu, genellikle bir hafta veya daha uzun süren dönemleri verilebilir. Manik dönemde, kişi hızlı konuşma, düşüncelerin yarışması, uyku ihtiyacında azalma, aşırı özgüven ve riskli davranışlar sergileyebilir. Bu mani dönemler, genellikle majör depresif dönemlerle dönüşümlü olarak yaşanır. Depresif dönemlerde ise kişi, sürekli yorgunluk, umutsuzluk, konsantrasyon zorluğu, iştah değişiklikleri ve intihar düşünceleri gibi belirtiler gösterebilir. Bu iki zıt uç arasındaki hızlı geçişler, kişinin yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürebilir.

Bipolar I bozukluğu, minimum 7 gün devam eden (günün çoğunu kapsayan, neredeyse her gün olan) manik dönemlerle veya kişinin acil hastaneye yatmasını gerektirecek düzeyde ağır manik belirtilerle seyreder. Rahatsızlığa bağlı olarak genellikle, tipik olarak en az 2 hafta süren depresif dönemler de ortaya çıkar. Depresif belirtilerle manik belirtilerin aynı anda görüldüğü karışık depresyon dönemlerinin görülmesi de mümkündür. Bir yıllık sürede dört ya da daha fazla mani veya depresyon atağı deneyimi, hızlı sikluslu bipolar bozukluk olarak adlandırılır.

2-Bipolar II Bozukluk

Bipolar II Bozukluk, Bipolar I’den farklı olarak daha hafif manik dönemler (hipomani) ve majör depresif dönemlerle karakterizedir. Hipomani , tam manik dönem kadar şiddetli olmamakla birlikte, kişinin enerjik, neşeli ve üretken olduğu dönemleri ifade eder. Ancak bu dönemdeki enerji artışı ve coşku, kişinin kararlarını etkileyebilir. Majör depresif dönemler ise Bipolar I Bozukluk ile benzerdir ve yoğun üzüntü, umutsuzluk, enerji kaybı gibi belirtilerle seyreder. Bipolar II Bozukluk’ta, depresif dönemler genellikle daha uzun ve daha sık yaşanır, bu da kişinin genel ruh halini ve işlevselliğini etkiler. Bipolar II bozukluğu, bir depresif ve bir hipomanik atak örüntüsüyle tanımlanır. Ataklar, bipolar I bozukluktaki manik dönemlere göre daha az şiddetlidir.

3-Siklotimi

Siklotimi, daha hafif manik (hipomani) ve depresif belirtilerle seyreden, ancak sürekli ve uzun süreli olan bir bipolar bozukluk türüdür. Siklotimi, tam anlamıyla bir manik veya depresif dönemin tüm şiddetini içermese de, bireyin ruh halini belirgin bir şekilde etkiler. Siklotimi hastaları , sürekli değişen duygu durumları nedeniyle günlük yaşamda dalgalanmalar yaşayabilirler. Belirtiler genellikle hafif olabilir, ancak sürekliliği ve uzun vadeli etkisi, kişinin yaşam kalitesini etkileyebilir. Siklotimi genellikle uzun yıllar boyunca devam eder ve tedavi edilmediğinde Bipolar I veya II Bozukluk’a dönüşebilir.

‘Mani’ Nedir?

Maniye girmiş kişi (yani ‘manik’ hasta) son derece neşelidir. Güler şarkı söyler, herkesle sohbet eder ancak hasta neşeli olmakla birlikte kolaylıkla da sinirlenebilir. Bipolar hastalığı (duygudurum bozukluğu) olan kişilerin fikirlerini eleştirmeye, taşkın davranışlarını engellemeye çalıştığınızda da büyük bir öfkeye kapılabilirler. Mani ‘anormal‘ bir durumdur ve kişi neşeli, mutlu, esprili ve enerjik olmasına rağmen kişinin tüm sosyal uyumu bozulmuştur.

Bipolar Bozukluk, Atak Dönemleri ve Tanımlamaları

Kişinin ruh halinde çarpıcı değişikliklere yol açan yükselme ve alçalma dönemleri, depresif ve manik ‘ataklar’ olarak tanımlanmaktadır. Bazı kişiler depresyona ya da maniye daha yatkın olurken bazı kişilerde belirtiler, iki uç duygu durum arasında gidip gelme (karma epizot) şeklinde olabilmektedir. Bipolar bozukluk evreleri şu şekildedir:

1-Mani dönem

Kişinin aşırı enerjik, konuşan, hareketli hissettiği, kendini güçlü olarak tanımladığı bir dönemdir.

2-Depresif dönem

Kişi hayattan keyif almamaya başlar, sürekli olarak yakınır ve mutsuz olduğu bir dönemdir.

DEPRESYON TESTİNE GİT

Bipolar Bozukluğun Depresif Atak Dönemine Ait Belirtileri Nelerdir?

  • Umutsuz ve karamsar olma
  • Üzgün endişeli ve mutsuz hissetme
  • Yaşamdan zevk alamama
  • Enerji azlığı
  • Unutkanlık
  • Konsantrasyon güçlüğü
  • Değersizlik hissi
  • İştah değişikliği; kilo kaybı ya da kilo alımı
  • Fazla uyuma, uykuya dalmakta güçlük çekme, geceleri sık uyanma
  • Çaresizlik ve değersizlik hisleri
  • Ölüm ya da intihar düşünceleri

Depresif dönemde de, en az beş belirtinin iki hafta ya da daha fazla sürmesi beklenir. Depresif ve manik atakların ağır yaşandığı durumlarda da halüsinasyon ve hezeyan gibi psikotik belirtiler de görülebilmektedir.

3-Karma dönem

Mani ve depresif semptomlarının aynı anda bulunduğu ve karışık bir şekilde olduğu dönemdir.

Bipolar Bozukluk Belirtileri Nelerdir?

Bipolar bozukluğu bulunan kişilerde aşırı yüksek ruh halinden aşırı düşük ruh haline kayma söz konusudur. Manik belirtilerde enerjinin artması, çok mutlu ve neşeli olma, kendini önemli hissetme ve ajitasyon yer alırken, depresif belirtilerde ise enerji eksikliği, değersiz olduğunu düşünme, özgüven düşüklüğü ve intihar düşünceleri söz konusudur.

Manik belirtiler şunlardır:

  • Mutlu, neşeli ve coşkulu hissetme
  • Kendini önemli hissetme
  • Hızlı konuşma
  • Konsantrasyonda azalma ve dikkatin dağılması
  • Cinsel istekte artış
  • Riskli kararlar vermek
  • Uyku problemleri (uyku ihtiyacında azalma)
  • Çok para harcama
  • Yargılama kapasitesinde azalma
  • Düşünme ve konuşma içeriğinde artış
  • Tahrik edici, uygun olmayan davranışlarda artış
  • Alkol ve madde kullanımında artış

Bipolar bozukluğun depresif belirtileri ise yukarıda, “Bipolar Bozukluk, Atak Dönemleri ve Tanımlamaları” başlığı altında, sıralandığı gibidir.

Bipolar belirtilerinin üç veya daha fazlasının her gün görülmesi ve bir hafta veya daha uzun sürmesi gerekmektedir. Mani dönemi ani başlar ve tedavi edilmezse haftalarca sürebilir. Kişi genelde mani dönemi yaşarken hasta olduğunu fark etmez ya da tedaviyi reddetme eğilimindedir.

Manik atağın başlangıcında ya da bağımsız bir atak olarak da görülebilen bir diğer durum da hipomanidir. Hipomani fazı, üretkenliğin arttığı ancak manik belirtilerin daha hafif olduğu bir dönemdir. Hipomani fazında belirtiler genellikle kişinin okul, iş ve sosyal çevresiyle bağlarını etkilemeyecek derece görülürler.

Bipolar Bozukluk Neden Ortaya Çıkar?

1-Genetik Faktörler

Bipolar bozukluğun genetik temelleri, bu rahatsızlığın ortaya çıkmasında önemli bir rol oynar. Araştırmalar, bipolar bozukluğu olan bireylerin aile üyelerinde bu bozukluğun daha sık görüldüğünü ortaya koymuştur. Özellikle ebeveynlerden birinde bipolar bozukluk varsa, çocuklarında da bu bozukluğun görülme olasılığı artar. Ancak, genetik faktörlerin bipolar bozukluğu doğrudan tetikleyen tek sebep olmadığı unutulmamalıdır. Genetik yatkınlık, çevresel ve biyolojik etkenlerle birleştiğinde, bozukluğun ortaya çıkma riskini artırabilir.

2-Çevresel Faktörler

Çevresel faktörler, bipolar bozukluğun ortaya çıkışında ve şiddetinde önemli bir etkiye sahip olabilir. Stresli yaşam, travmalar ve önemli değişiklikler bipolar bozukluğun tetikleyicisi olabilir. Stresli durumlar sırasında vücutta kortizol salgılanır ve bu hormonun yüksek seviyeleri, duygu durum dalgalanmalarının şiddetini artırabilir. Örneğin, sevilen birinin kaybı, iş kaybı, ilişkilerde yaşanan problemler veya fiziksel bir yaralanma gibi travmatik olaylar, kişinin duygusal dengesini bozabilir ve manik ya da depresif dönemlerin başlamasına yol açabilir. Ayrıca, düzensiz uyku düzeni ve aşırı stresli yaşam koşulları da bu durumu tetikleyebilir. Bu nedenle, sağlıklı bir yaşam tarzı ve destekleyici bir sosyal çevre, bipolar bozukluk riskini azaltmada yardımcı olabilir.

3-Nörotransmitter Dengesizlikleri ve Beyin Yapısındaki Farklılıklar

Bipolar bozukluğun biyolojik temelleri arasında nörotransmitter dengesizlikleri ve beyin yapısındaki farklılıklar da bulunur. Nörotransmitterler, beynin iletişim sisteminin önemli bileşenleridir ve duygusal durumları etkileyebilirler. Dopamin, serotonin ve norepinefrin gibi nörotransmitterlerin dengesizliği, bipolar bozukluk belirtilerinin ortaya çıkmasına yol açabilir. Bu kimyasalların seviyelerindeki değişiklikler, kişinin ruh hali, enerji seviyesi ve davranışlarını doğrudan etkileyebilir. Ayrıca, beyin yapısındaki farklılıklar da bipolar bozukluğun gelişimine katkıda bulunabilir. Beynin belirli bölgelerinde gözlenen yapısal ve işlevsel değişiklikler, duygu durumu düzenleme yeteneğini bozabilir ve bu da bozukluğun belirtilerinin ortaya çıkmasına neden olabilir.

Bipolar bozukluk, genetik, çevresel ve biyolojik faktörlerin bir araya gelmesiyle ortaya çıkan karmaşık bir ruh sağlığı sorunudur. Genetik yatkınlık, çevresel stres faktörleri ve nörotransmitter dengesizlikleri, bu bozukluğun gelişimini etkileyen başlıca nedenler arasında yer alır. Bu faktörlerin anlaşılması, bipolar bozukluğun daha iyi yönetilmesine ve tedavi edilmesine yardımcı olabilir. Eğer bipolar bozukluk belirtileri yaşıyorsanız, bir uzmana danışarak profesyonel destek almanız önemlidir. Doğru tedavi ve destekle, bipolar bozukluk hastalığıyla başa çıkmak mümkündür.

Bipolar Bozukluk, Tanı ve Teşhis Süreci

Bipolar bozukluk , karmaşık yapısı nedeniyle tanı süreci dikkatli bir değerlendirme gerektiren bir ruh sağlığı durumudur. Tanı koymak için psikiyatrik değerlendirme ve fiziksel muayene gibi yöntemler kullanılır. Bu süreç, doğru tanı konulması ve uygun tedavi planının oluşturulması açısından büyük önem taşır.

Psikiyatrik Değerlendirme

Bipolar tanısının ilk adımı genellikle bir psikiyatrist tarafından gerçekleştirilen psikiyatrik değerlendirme ile başlar. Bu süreç, bireyin ruhsal durumunu, davranışlarını ve duygusal tepkilerini anlamak amacıyla yapılan kapsamlı bir değerlendirmeyi içerir. Psikiyatrist tarafından, bireyin yaşadığı belirtiler, bu belirtilerin ne kadar süredir devam ettiği ve günlük yaşamını nasıl etkilediğini ayrıntılı bir şekilde inceler.

Ayrıca, bireyin ailesindeki ruh sağlığı öyküsü, geçmişte yaşanan stresli olaylar ve olası tetikleyiciler de değerlendirilir. Bu bilgiler, bipolar bozukluğun genetik ve çevresel faktörlerle olan bağlantısını anlamada yardımcı olabilir. Psikiyatrik değerlendirme sırasında, uzmanlar genellikle DSM-5 (Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı) gibi tanı kriterlerinden yararlanır. Bu kriterler, manik ve depresif dönemlerin tanınmasını ve diğer ruhsal bozukluklardan ayırt edilmesini sağlar.

Bipolar Bozukluk Testi Sonuçları Nasıl Değerlendirilir?

Bipolar bozukluk testi sonuçları, psikiyatrlar tarafından dikkatlice değerlendirilir. Uzman, belirtilerin şiddetini, süresini ve kişinin günlük yaşamına olan etkisini analiz eder. Pibolar test değerlendirilmesi sonucunda, kişinin bipolar bozukluk tanısı alıp almayacağı belirlenir.

Bipolar Bozukluk ve Tedavi Süreci

Bipolar tedavisinde, akut alevlenme dönemlerinin tedavisi ve koruma tedavisi olmak üzere iki aşamalı tedavi şekli söz konusudur. Bipolar bozuklukta atak tedavisi, modern tıbbın başarıyla tedavi edebildiği,  hastanın zaman zaman geçirdiği manik veya depresif atakların tedavisidir. Atakların tekrarlama riskine karşı planlanan koruyucu tedaviyle de, atak sıklığının azalması, hasta tekrar mani veya depresyon geçirse bile bunların hafif olması ve kısa sürmesi sağlanmaktadır. Uzun dönemde koruyucu tedavinin sürdürülmesi gerekmektedir. Bipolar tedavisinde hekim tarafından planlanan duygu durumu dengeleyen ilaçlar (bipolar bozukluk ilaçları) ile birlikte destekleyici psikoterapi ve psikososyal terapilerin uygulanması bipolar hastalığının kontrolü açısından önemlidir.

Tedavi Süreci Ne Kadar Zaman Alır ve Ne Kadar Sürer?

Bipolar tedavisinde, akut alevlenme dönemlerinin tedavisi ve koruma tedavisi olmak üzere iki aşamalı tedavi şekli söz konusudur. Bipolar bozuklukta atak tedavisi, modern tıbbın başarıyla tedavi edebildiği,  hastanın zaman zaman geçirdiği manik veya depresif atakların tedavisidir. Atakların tekrarlama riskine karşı planlanan koruyucu tedaviyle de, atak sıklığının azalması, hasta tekrar mani veya depresyon geçirse bile bunların hafif olması ve kısa sürmesi sağlanmaktadır.

Bipolar Bozukluk Tedavisinde Kullanılan Yöntemler Nelerdir?

1-İlaç Tedavisi

Bipolar bozukluğun tedavisinde ilaçlar, manik ve depresif dönemleri kontrol altına almak için önemli bir rol oynar. Duygudurum dengeleyiciler, bipolar bozukluğun temel ilaçları arasında yer alır ve genellikle uzun süreli kullanım gerektirir. Atipik antipsikotikler ve antidepresanlar da semptomları hafifletmek ve stabilizasyonu sağlamak için kullanılabilir. İlaç tedavisi sırasında düzenli doktor kontrolleri önemlidir, çünkü ilaçların yan etkileri ve etkili olup olmadığı sürekli izlenmelidir.

2-Psikoterapi

Bipolar bozukluk tedavisinde bilişsel davranışçı terapi ve diğer terapi yöntemleri, kişinin düşünce ve davranış kalıplarını tanımasına ve değiştirmesine yardımcı olur. ilişsel davranışçı terapi, özellikle depresif dönemlerde etkili olabilir ve kişiye kendi duygularını daha iyi yönetme becerisi kazandırır. Ayrıca, interpersonel terapi (kişilerin birbirleriyle iletişim kurması) ve aile odaklı terapi, kişinin sosyal ilişkilerini ve aile dinamiklerini güçlendirmek için uygulanabilir. Bu terapiler, kişinin stresle başa çıkma ve duygusal dengeyi sağlama konusunda da destek verir.

3-Yaşam Tarzı Değişiklikleri

Bipolar bozukluk yönetiminde düzenli uyku, sağlıklı beslenme ve stresten kaçınma, genel yaşam kalitesini artırabilir ve semptomların kontrol altında tutulmasına yardımcı olabilir. Düzenli egzersiz, özellikle depresyon semptomlarını hafifletmeye yardımcı olabilir. Ayrıca, kafein ve alkol gibi tetikleyici maddelerin tüketimini azaltmak da önemlidir. Günlük rutinin istikrarlı tutulması, manik ve depresif atakların önlenmesine yardımcı olabilir.

4-Destek Grupları ve Aile Eğitimi

Destek grupları, benzer deneyimleri paylaşan kişilerle bir araya gelerek, hastaların kendilerini yalnız hissetmemelerine ve duygusal destek almalarına yardımcı olabilir. Bu gruplar, hasta ve yakınları için bilgi paylaşımı ve moral kaynağı olabilir. Aileler, öncelikle ” bipolar ne demek” sorusunu öğrenerek hastalıkla ilgili bilgi sahibi olmalıdır. Bipolar bozukluk , kişinin duygu durumunda aşırı değişiklikler yaşamasına neden olan bir ruh sağlığı durumudur. Aile eğitimi, bipolar bozuklukla yaşayan kişilerin ailelerinin ” bipolar hastalığı ne demek ” anlamalarını ve uygun şekilde destek sağlamalarını sağlar. Aile üyelerinin bilinçlenmesi, hastanın tedaviye uyumunu artırabilir.

5-Elektrik ve Manyetik Uyarım Tedavileri

Bazı durumlarda, geleneksel tedavi yöntemleri yetersiz kaldığında elektrokonvülsif terapi (elektroşok tedavisi) ve tekrarlayan transkraniyal manyetik stimülasyon (manyetik uyarım tedavisi) gibi tedavi yöntemleri kullanılabilir. Elektrokonvülsif terapi, özellikle ağır depresyon ve manik epizodlarda etkili olabilir. Transkraniyal manyetik stimülasyon ise daha az invaziv bir yöntem olup, belirli beyin bölgelerine odaklanarak semptomların azaltılmasına yardımcı olabilir.

Bipolar bozukluk tedavisinde bazı tamamlayıcı tedavi yöntemleri de kullanılabilir. Meditasyon ve benzeri teknikler, zihinsel huzuru artırabilir ve stres yönetimine katkıda bulunabilir. Ancak, bu yöntemlerin geleneksel tedavilerin yerine geçmeyeceği ve sadece tamamlayıcı olarak kullanılmaları gerektiği unutulmamalıdır.

Tedavi Sürecinde Dikkat Edilmesi Gerekenler Nelerdir?

Bipolar bozukluğun tedavisi genellikle uzun süreli ve karmaşık bir süreci kapsar. Tedavinin başarısı, kişinin tedavi planına sadık kalmasına ve doktoruyla düzenli iletişim kurmasına bağlıdır. İlaç dozajlarının düzenli olarak takip edilmesi, yan etkilerin izlenmesi ve gerektiğinde tedavi planının güncellenmesi önemlidir. Ayrıca, kişisel tetikleyicilerin belirlenmesi ve bu tetikleyicilerden kaçınılması, tedavinin bir parçası olmalıdır.

Bipolar bozukluk, uygun tedavi ve destekle kontrol altına alınabilir bir durumdur. Tedavi sürecinde bireysel ihtiyaçların dikkate alınması, tedavi planının kişiye özel olarak uyarlanmasını sağlar. Tedaviye erken başlanması ve profesyonel destek alınması, yaşam kalitesini artırabilir ve hastalığın etkilerini minimize edebilir.